Kayıtlar

ayetler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

NEBÎ’YE DİRENME EMRİ 🔥

Resim
  ​🔥 NEBÎ’YE DİRENME EMRİ: Dinî Otoriteye Karşı Vahyin İLAN EDİLMİŞ BAĞIMSIZLIĞI (Ahzâb 1–3 Analizi) ​Giriş: Vahyin Karantinası ​Ahzâb Suresi’nin ilk üç ayeti, sıradan bir ahlaki öğütten ibaret değildir; bilakis, nebevî makama yöneltilen radikal bir bağımsızlık manifestosudur. Bu ayetler, din tarihinin en kritik sorusunu sorar: İnsanlar, din adına peygambere bile yol gösterebilir mi? ​Yüzeyde "kâfirlere ve münafıklara itaat etme" emri basit görünse de, derinlikte bu, dini otoriteleşmeye, toplumsal baskıya ve hatta "dini kisveye bürünmüş" politik yönlendirmeye karşı vahyin özerkliğini savunan, kökten bir red belgesidir. Kur’an, bu uyarıyla Nebî’yi, sadece ve sadece Allah’tan gelen bilgiye teslim olmaya çağırır; hiçbir insani, geleneksel, politik ve hatta 'dini' kabul edilen güce boyun eğmemesini emreder. Bu, Nebî’nin din üzerindeki "insan vesayeti"ne karşı karantinaya alınmasıdır. ​1. Dini Dikteye Meydan Okuma: Hakikati Örtenler ve İki Yüzlül...

Karanlığı Delip Geçen Yıldızlar​ 🌠

Resim
  Karanlığı Delip Geçen Yıldızlar: Vahyin Işığında Yön Bulmak ​Giriş: Varoluşun Karanlığında Kalan İnsanlık ​İnsan, varoluşun karanlığında, kaybolmuş bir gemi misali sürekli bir yön arayışı içindedir. Kimi pusulasını kadim geleneklerde, kimi kültürel miraslarda, kimi ise nefsinin hevasında arar. Oysa Kur’an, insanın bu yönsüzlüğüne gökten inen bir nur, bir ışık gönderir: ​“O, karanın ve denizin karanlıklarında yıldızlarla yol bulasınız diye onları sizin için var edendir.” (En‘âm 6:97) ​Bu ayetteki “yıldızlar” ( nuǧûm ), yalnızca gökteki fiziksel parıltılar değildir; onlar, zulümâtın (karanlıkların) içinden doğru yolu gösteren, ilahi kaynaklı işaretlerdir. ​1. Necm: Kozmik Yıldızdan Vahiy Ayetine ​Kur’an’da “necm” (tekil yıldız) kelimesi iki temel düzlemde anlam kazanır: ​ Kozmik Düzlem: Gökte parlayan, maddi yıldızlar. ​ Vahiy Düzlemi: Parça parça ( nücûm nücûm ) indirilen Kur’an ayetleri. ​Bu ikinci, manevi anlam, Necm Suresi’nin çarpıcı girişinde açıkça ima ed...

Uzaklardan Gelen İsimsiz Adam 👤

Resim
🕊️ Uzaklardan Gelen Hakikat: Yâsîn Suresi’ndeki İsimsiz Adamın Kıssası 📜 Ayetler (Yâsîn 36:13–27) Arasında Geçen Olay: Kur’an, Yâsîn Suresi’nin 13. ayetinden itibaren, bir şehre gönderilen üç elçiden ve bu elçilerin toplum tarafından reddedilmesinden bahseder. Halk, elçileri yalanlar, onları taşlamakla tehdit eder. İşte bu esnada şehrin en uzak yerinden bir adam belirir. “Ve şehrin en uzak köşesinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: 'Ey kavmim! Bu gönderilenlere uyun. Sizden hiçbir ücret istemeyen, doğru yolda olanlara uyun.'” (Yâsîn 36:20–21) Adam sadece söz söylemez, koşar. Ve hemen ardından gelen ayetlerde öldürülür; fakat onun için "cennet" müjdesi verilir. --- 🧭 1. Uzaklık ve Yakınlık: Fiziksel Değil, Ahlâkî Bir Harita Bu kıssada coğrafya değil vicdan haritası çizilir. Adam, merkezden fiziksel olarak uzak olabilir ama hakikate en yakın kişidir. Tam tersi, şehir merkezindekiler (toplumun elitleri, kanaat önderleri) gerçeğe karşı en kör ve kibirli olanlardır. Bu...

Kıyamet Günü Ortaklar ve İddiaları: Gerçek Şirk Nerede Başlar?

Resim
Kıyamet Günü Ortaklar ve İddiaları: Gerçek Şirk Nerede Başlar? Kuran-ı Kerim, kıyamet gününde yaşanacak dehşet verici manzaraları ve insanların sorgulanma süreçlerini net bir şekilde ortaya koyar. Bu sorgulamaların en can alıcı noktalarından biri de, şüphesiz, şirk meselesidir. En'am Suresi'nin 22. ve 23. ayetleri, o gün ortak koşanların nasıl bir durumla karşılaşacaklarını ve ne tür mazeretler ileri süreceklerini çarpıcı bir şekilde tasvir eder: "O gün onların hepsini toplayacağız. Sonra ortak koşan kimselere 'İddia ettiğiniz ortaklarınız nerede?' diyeceğiz." (En'am-22) Bu ayet, mahşer gününün o çetin anında, Allah'tan başkasına ibadet eden, O'na ortak koşanların yüz yüze kalacakları büyük sorguyu gözler önüne serer. Onlar, dünyada kendilerine şefaatçi ya da aracı edindikleri "ortaklarını" arayacak, ancak onları bulamayacaklardır. Bu soru, sadece putlara tapanları değil, Allah'ın mutlak birliğine gölge düşürecek herhangi bir düşünce ...

Seni cömert olan Rabbine karşı aldatan nedir?

Resim
UYARI / HATIRLATMA Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür. Lütfen her ifadeyi  Kur’an’ın bütünüyle  değerlendirin;  ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.  Hakikatin tek ölçüsü  Allah’ın kitabıdır.  Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir. Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz 🗝 KONU BAŞLIKLARI 🔻

FETİH 3 "Cihat Bir Özgürlük Mücadelesidir"

Resim
Cihat ve Fetih: Kur’an Bağlamında Zulme Karşı Mücadele mi, Yayılmacı Bir Savaş mı? Giriş: Cihat, Fetih ve Tartışmalı Anlamlar Cihat ve fetih, İslam tarihinde hem en çok yanlış anlaşılan hem de en çok istismar edilen iki kavram olmuştur. Modern dünya, bu iki terimi genellikle askerî şiddetle, yayılmacılıkla ve zorla din dayatmasıyla özdeşleştirir. Oysa Kur’an’a yakından bakıldığında, bu kavramların esas anlamlarının tamamen farklı, hatta çoğu zaman bu algıların tam zıttı olduğu görülür. Bu yazıda, Kur’an’da cihat kavramının temel boyutları ve askerî eylemlerle ilişkisi , özellikle zulme karşı özgürleştirici müdahale bağlamında ele alınacak, meşruiyet sınırları Kur’an çerçevesinde tartışılacaktır.

"Sen neden aldandın?"

Resim
"Seni Neyle Aldattı?" – Kur’an’dan Sarsıcı Bir Ders "Ey insan! Seni, kerem sahibi Rabbin hakkında aldatan nedir?" (İnfitâr, 82:6)

Mûsâ ve Yol Arkadaşı Kıssası 🌊

Resim
Mûsâ ve Yol Arkadaşı Kıssası Kur’an’da Kehf Suresi 60–82. ayetler arasında geçer. Bu anlatı, genellikle “Mûsâ ile Hızır” olarak bilinse de Kur’an bu ismi vermez; sadece “kulun kullarından bir kul” (18:65) olarak tanıtır. Bu anlatı, mecazî ve temsîlî yapısıyla klasik peygamber kıssalarından ayrılır. "Kutan çerçevesi" ifadesinden Kur’an’ın kendi bütünlüğü ve kavramsal sistematiği içerisinde anlamlandırmayı anlıyorsak (örneğin "yalnız Kur’an" yaklaşımıyla, mecaz-temsil eksenli okumalar), bu kıssa şu şekilde değerlendirilebilir: