Kayıtlar

su etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kuranda Akış ve Aydınlık🌞🌊

Resim
Kur’an’da Nehir ve Nehar: Akış ile Aydınlığın İlahi Bağı 1. Giriş Kur’an’da “nehir” (نَهْر) ve “nehar” (نَهار) kelimeleri görünüşte farklı iki olguyu ifade eder: biri akarsuyu, diğeri gündüzü. Ancak her ikisi de aynı kökten (ن هـ ر – n-h-r) türemiştir.  Bu kök “açmak, yaymak, görünür kılmak” anlamı taşır. Suyun yatağında akmasıyla ışığın gökyüzünde yayılması, aynı ilahi düzenin iki ayrı tecellisidir. Kur’an, bu iki kavramı hem somut hem de mecazî anlamlarla kullanarak insanın maddî ve manevî diriliğine işaret eder. --- 2. Nehir (نَهْر) 2.1. Somut Anlam Nehir, Kur’an’da en çok cennet tasvirlerinde yer alır. Bu tasvirlerde su, süt, bal ve şarap (sarhoşluk vermeyen, lezzetli içecek) akan nehirlerden bahsedilir: “Takva sahiplerine vaat edilen cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır...” (Muhammed 47:15) Bu ayette geçen dört nehir tipi, ilahi nimetin çeşitliliğini ve sürek...

MİM HARFİ "Dönüşüm" م

Resim
"Mîm" Harfi: Dönüşümün, Vahyin ve Mahiyetin Anahtarı – Ahmet’ten Muhammed’e Mîm (م) harfi, Arap alfabesinde dudakların kapanmasıyla oluşan, nefesin burundan hafifçe çıktığı eşsiz bir sestir. Bu kapanış, bir koruma ve muhafaza halini işaret eder. Bu harfi, Ahmet'ten Muhammed'e olan dönüşümün, ilahi mesajın başlangıcından kemale eriştiği noktanın sembolü olarak ele alabiliriz: "Ahmet" : Vahyin ilk tecellisi, insanın yaratılışındaki başlangıç hali, ilk ilahi nefes. "Muhammed" : İlahi mesajın tamamlanışı, kemal noktası, son ve nihai tezahürü. "Mîm" harfi, bu iki kutup arasında adeta bir kanal , kutsal bir bağlantı noktası, bir köprü görevi üstlenir. Arap alfabesinde hem başta, hem ortada, hem de sonda yer alabilme özelliğiyle, bu geçişkenliği ve her aşamada varoluşu sembolik olarak güçlendirir. Mahiyet Kavramı ve Mîm'in Derinliği "Mîm", "mahiyet" (öz, hakikat) kelimesinin ilk harfidir. Bu, "Mîm"in yalnız...

NEBE SURESİ "Haber içeridedir."

Resim
🔮 NEBE' SURESİ: KOZMOLOJİK BİR KIYAMET SENFONİSİ —Seni şaşırtacak bir okuma— 🌌 1. Ayet: "Amme yetesâelûn." “Neyin haberini birbirlerine sorup duruyorlar?” Bu “haber” (nebe) sıradan bir bilgi değil. Kâinatın gidişatına dair kâh bir kıyamet sarsıntısı , kâh bir vahiy sızıntısı… Burada soru bile bir deprem gibi başlıyor : Haberin kaynağı ne? Hangi “nebe”, insanı bu kadar sarsar? 🧠 3. Ayet: "Hayır! Yakında bilecekler." Gelecek bilgi, “bilinmekle” sınırlı değil , yaşanacak . Bu bir epistemolojik uyarı : Zannın bilgisi yetmez, bilgi eyleme dönüştüğünde gerçek olur. 🪨 6-7. Ayetler: "Yeryüzünü bir beşik yapmadık mı? Dağları da kazıklar?" Buradaki tasvir bir çocuk metaforu değil sadece. Beşik: Sarsılmasın diye altı kazıklanmış bir zihin mi? Dağlar: Bilincin köküne çakılmış psişik sabitler mi? ☁️ 14. Ayet: “Yoğun bulutlardan, size bol bol su indirdik.” “Bulut” (mu'sirât) kelimesi, yoğunlaşan düşünceler gibi: Sıkışınca ...