Kayıtlar

Araf ehli etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ARAF- 2 "Bilip Susanlar" 🤐

Resim
--- A‘râf Ashâbı: Bilgi Eşiğinde Bekleyen Vicdanlar  “A‘râf üzerinde, her iki tarafı da simalarından tanıyan adamlar vardır.” (A‘râf, 7:46) --- 1. “A‘râf”: Bir Yer Değil, Bir Bilinç Yüksekliği “A‘râf” kelimesi, ʿurf kökünden gelir ve hem yükseklik hem de ayırt edicilik anlamlarını içerir. Kur’an’da kullanılan ef‘âl veznindeki bu çoğul yapı (a‘râf), klasik anlamda bir “tepe” ya da “burç” değildir; çok sayıda bilinç düzeyini, bilgi kümelerini ifade eder. Bu bağlamda, A‘râf Ashâbı, fiziksel bir zeminde değil, epistemolojik bir eşiğin üstünde durmaktadır. Onlar, cehennemliklerle cennetlikler arasında durmaz; ikisini de tanıyan ve değerlendirme yetisine sahip olanlar olarak Kur’anî bilgiyle donanmışlardır. Yani burada anlatılanlar, kelimenin ilk anlamıyla bir coğrafi "bölge" değil, vicdanın bilgiye yaslanan yüksek hâlidir. --- 2. “Ashâb”: Bilginin Dostları Kur’an'da “ashâb” kelimesi hep bir aidiyeti belirtir: Ashâbu’n-nâr, ashâbu’l-cenne, ashâbu’l-hicr... Ancak “Ashâbu’l-A‘râf...

ARAF - 1 "Vicdanın Sınır Bölgesi" 💱

Resim
“İki Arada Bir Derede Kalanlar: Kur’an’da A‘râf Ashâbı ve Vicdanın Sınır Bölgesi” Kur’an, yalnızca mü’min ve kâfir kategorilerini sunmaz. Bazı anlatımlar, insanın ne tam aydınlıkta ne de karanlıkta olduğu gri alanlara işaret eder. İşte bu bağlamda, A‘râf Ashâbı (أصحاب الأعراف), ne cennetlik ne de cehennemlik olan bir grup olarak karşımıza çıkar. Cennetle cehennem arasında, yüksekte, bir "perde" üzerindedirler. Ancak bu ara konum sıradan bir bekleme salonu değildir; burası varoluşun ve vicdanın en keskin sınır noktasıdır. --- A‘râf Ne Demek? Kelime anlamı olarak “a‘râf”, ʿurf kökünden gelir ve yüksek yer, tepe, bilinen şey, ayırt eden sınır anlamlarını taşır. Aynı kökten gelen ma‘rûf, iyi ve bilinen şey anlamındadır. Yani “a‘râf” hem yükseklik hem de fark edilebilirlik, yani “bilinçli bir eşik”tir. Bu nedenle A‘râf Ashâbı, hem fiziksel hem de ahlâkî bir sınır bölgesindedir. --- Kur’an’da A‘râf Ashâbı (A‘râf 7:46–49) Kur’an’da yalnızca A‘râf Suresi 46–49. ayetlerde bu toplulukt...