ÇÖL METAFORU ÜZERİNDEN HİDAYET

 



VAHYİN PUSULASI: DEĞİŞKEN YERYÜZÜNDE SABİT GÖKYÜZÜ

(ÇÖL METAFORU ÜZERİNDEN HİDAYET)


​1. Değişken Zemin, Sabit Gökyüzü

​Kur’an, insanın hayat yolculuğunu sık sık çöl metaforu üzerinden anlatır. Çünkü çöl, hem yönsüzlüğün hem de yön bulmanın en açık sahnesidir. Çölde dağlar, nehirler, ağaçlar yön tayini için güvenilmezdir. Rüzgâr eser, kum tepelerini yer değiştirir; bir gün öncesinin dağ gibi görünen yığını ertesi sabah yok olur. Yeryüzü şekilleri aldatıcıdır. Ancak gökyüzü, özellikle yıldızlar, yönün en güvenilir rehberidir.

​Bu durum Kur’an’da hem kozmik düzen hem de hidayet sistemi için temel bir mecaz hâline getirilmiştir:

​“Geceleyin yıldızlarla yollarını bulurlar.”

(Nahl 16:16)

​Ayetteki ifade, yalnızca coğrafi yön bulma değil, hakikat yolculuğunda sabit rehberleri tanıma anlamına da işaret eder. Çünkü “yıldız”, Kur’an dilinde yalnızca göksel bir cisim değil, vahyin ışığını taşıyan bilgi kaynağı anlamında da kullanılır.


​2. Değişken Zemin: Sabit Sanılanın Aldatıcılığı

​Kur’an, dünyanın değişkenliğini insanın iç dünyasındaki dalgalanmalara benzetir:

​“Siz, dağları sabit sanırsınız; oysa onlar bulutların geçişi gibi geçip gider.”

(Neml 27:88)

​Bu ayet, insanın gördüğü maddi düzenin bile sürekli hareket ve dönüşüm içinde olduğunu bildirir. Dağ bile sabit değildir. Dolayısıyla insanın inanç ve yönünü sabit sanılana göre belirlemesi, onu aldatır. Bu yüzden Kur’an, yönün ve istikametin değişken zeminlere göre değil, sabit bir ilkeye göre bulunması gerektiğini öğretir.

​Yani:

Bir dağ (gelenek), bir nehir (kanaat akışı), bir şehir (kültür) bile referans olamaz; çünkü bunlar sürekli değişir. Hakikatin rehberi, göksel olmalıdır: zamanüstü, evrensel ve ilahi.


​3. Gökyüzü: İlahî ve Sabit Rehberlik Kaynağı

​Kur’an, göğü hem yaratılış düzeninin hem de rehberliğin sembolü olarak anlatır:

​“Göğe bakmazlar mı, nasıl yükseltilmiş?”

(Gâşiye 88:18)

“O (Allah), yıldızları sizin için yarattı ki, karada ve denizde onlarla yolu bulun.”

(En‘âm 6:97)

​Burada yıldızlar, hem fiziksel yön bulmayı hem de manevi istikameti temsil eder. Çünkü “karada ve denizde” ifadesi, yaşamın her koşulunu kapsar: sabit zeminde (düzenli hayat) ve dalgalı denizde (kaos ve kriz) bile rehberlik kaynağı aynıdır.

​Bu yüzden Kur’an, hidayeti “Allah’ın hidayeti” olarak tanımlar:

​“Şüphesiz hidayet, Allah’ın hidayetidir.”

(Bakara 2:120)

​Yani, insanın kendi ürettiği dağlar, yollar, şehirler değil; ilahi kaynaklı işaretler (âyât) yön belirler.


​4. Çöl Metaforu ve Kur’an’ın Epistemolojisi

​Kur’an’ın yön metaforları, aslında bir bilgi felsefesi de içerir:

  • Zemin (toprak, dağ, nehir): Değişken olan beşerî bilgi, kültür ve gelenekleri temsil eder.
  • Gökyüzü (yıldız, güneş, ay): Sabit, evrensel ve ilahi bilgiyi –vahyi– temsil eder.

​Bir bedevi için yönünü bulmanın tek yolu yıldızlardır. Aynı şekilde bir mümin için doğru yolu bulmanın tek kaynağı vahiydir.

Bu, Kur’an’ın epistemolojik ilkesidir:

“Bilgi gökten iner, yeryüzünden üretilmez.”

​“O, gökten bir ölçüyle su indirendir.”

(Zuhruf 43:11)

​Su burada “bilgi” ve “hayat” metaforudur. Gökyüzünden inen bu ilahi kaynak, insanın yeryüzündeki dalgalanmalarına yön verir.


​5. Necm: Vahyin Kendisi Sabit Yıldızdır

​Kur’an, rehberliğini “sabit yıldız” metaforuyla da kendi içinde tanımlar:

​“Ne kayboldu sahibiniz, ne de saptı. O kendi hevasından konuşmaz. O, yalnızca kendisine vahyedilendir.”

(Necm 53:2–4)

​Bu pasajda Necm (Yıldız) sûresi bizzat adını göksel rehberlikten alır. Yani “yıldız” burada vahiy ve nebi aracılığıyla gelen ilahi yöndür. Gökyüzünde sabit duran yıldız nasıl yolcuya yön verirse, Kur’an da hakikat yolcusuna sarsılmaz bir referans sunar.


​6.Günümüz İçin Ders

​Modern insan da tıpkı çöldeki yolcu gibidir.

Haritalar değişir, ideolojiler kayar, değerler erir.

Hiçbir beşerî otorite, sabit bir yön tayin edemez.

​Çölün ortasında pusulasız kalan bir yolcu gibi, insan da vahyin rehberliğini yitirdiğinde yönsüzleşir. Oysa gökyüzü hâlâ oradadır. Yıldızlar hâlâ parlar. Fakat bakışlarımız yere çivilenmiştir.

​“Onlara ayetlerimiz gösterildiğinde yüz çevirirler.”

(En‘âm 6:4)

​Hakikat, yukarıdadır — sabit ve değişmez.

İnsan, yüzünü göğe çevirmedikçe kendi çevresinde dönüp durur.


Sonuç: Hidayet Yıldızlarının Işığında

​Yeryüzü şekilleri değişir, kum tepeleri yer değiştirir;

fakat gökteki yıldızlar değişmez.

​Kur’an, insana değişken beşerî yorumların değil, sabit ilahi ilkelerin izini sürmesini öğretir.

Hakikat arayışı, çölde (değişkenlikte) değil; göğe bakabilen kalplerde başlar.

​“Geceleyin yıldızlarla yollarını bulurlar.”

(Nahl 16:16)

İlahi Sabiti Tut, Beşerî Değişkene Aldanma.


Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣