Allah’ın Kitabı Yıkar

 


Allah’ın Kitabı Yıkar: Geleneklerin ve Atalar Dininin Sarsılışı

​Tarih boyunca her ilahi hitap, insanın kurduğu kutsal duvarlara çarparak yankılanmıştır. Tanrısal söz, geldiği her dönemde insanın kendi kutsallaştırdığı düzeni yerle bir eden ilk güç olmuştur.

​İncil tercüme edildiğinde, kilisenin sarsılmaz görünen otoritesi çöktü. Çünkü "Tanrı’nın sözü" artık papazın tekelinden çıkıp, sıradan insanın diliyle konuşmaya başlamıştı. Kutsal sayılan Latince duvarı yıkıldı; insanlar ilk kez Tanrı’yı aracısız, doğrudan duyma cesareti kazandı.

​Yüzyıllar sonra, İslam coğrafyasında benzer ama çok daha köklü bir sarsıntı yaşandı. Kur’an tercüme edildi… Artık Arapçanın kutsal bir perde gibi arkasında gizlenen anlamlar, herkes için görünür hâle geldi. Ve o perde aralandığında ortaya çıkan apaçık gerçek şuydu: Allah’ın kitabı, hiçbir geleneğin kalesine sığmaz.

​Kur’an, sadece "atalarının dinine körü körüne uyanları" değil, o dini Allah adına savunan otoriteleri de sarsar. Çünkü bu kitap, her dönemde otorite kuranları değil, her dönemde özgür düşünenleri diriltmek için gönderilmiştir.

​"Biz babalarımızı bir din üzere bulduk." (Zuhruf 22) Bu söz, her çağın, her medeniyetin tekrarladığı temel savunma cümlesidir. Bir zamanlar müşrik Arapların, sonra kilisenin, sonra mezheplerin dilinde... Bugün de aynı savunma sürer: "Bizim hocalarımız böyle dedi," ya da "Bizim geleneğimiz budur." Ama Allah’ın kitabı, her defasında o savunmayı kökünden sarsan aynı cevabı verir:

​“Ya ben size atalarınızın üzerinde bulunduğundan daha doğru olanı getirsem?” (Zuhruf 24)

​Kur’an, tercüme edilip evrenselleştiğinde bu ayet, sadece Mekke müşriklerine değil, tüm Müslümanlara yeniden ve doğrudan yönelmiş oldu. Artık herkes biliyor ki: İslam, bir kültürün değil, hakikatin adıdır. Bir coğrafyanın dili değil, insanlığın vicdanına hitaptır.

​Ve işte tam da bu yüzden, Allah’ın kitabı her okunduğunda bir şeyleri yıkar: Putları, hiyerarşileri, aracıları, uydurulmuş ritüelleri… İnsanı özgürleştirir, çünkü Allah’tan başka mutlak otorite tanımaz.

​Kur’an tercüme edildi, çünkü zamanı geldi. İnsanlar yeniden o ilk, temel sesi duysun diye:

​“Bu kitap, seni karanlıklardan aydınlığa çıkarmak içindir.” (İbrahim 1)

​Artık herkesin elinde olan Kur’an, kimsenin tekelinde değildir. Ve o her okunduğunda, yeni bir devrim başlar; sessiz ama köklü bir zihinsel dönüşüm.

​Çünkü Allah’ın kitabı, sadece öğretmez. O, yıkar. Yıkar ki insan yeniden inşa edilsin. Yıkar ki hakikat, yüzyıllık geleneklerin altından yeniden doğsun.

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣