Bahçe Sahipleri: Paylaşıma Direnen Zihniyet
Paylaşamayan Bahçe Sahipleri: Arzın Adaletine Direnen Zihniyet
Giriş: Yeryüzü Paylaşmak İçin Yaratıldı, Sahiplenmek İçin Değil
Kur’an’ın evrensel ilkesi nettir: “Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Onun omuzlarında yürüyün ve O’nun rızkından yiyin” (Mülk 67/15). Bu ilahi davet, arzın nimetlerinin sınırsız ve paylaşım için var edildiğini ilan eder. Ancak insanlık tarihinin en eski ve yıkıcı sorunu tam da bu noktada başlar: Sahiplenme, stoklama ve tekelleştirme ihtirası.
Bugünün küresel ekonomik düzeni—enerji krizleri, gıda tekelleri, çevre katliamları ve derinleşen eşitsizlik—artık sadece tarihsel bir sorun değil, evrensel bir ahlak krizidir. Bunların hepsi, "Bahçe Sahipleri Kıssası'nın modern bir tekrarıdır.
Kur’an’ın Deşifresi: Kalem Suresi'nin Kıssası ve Ekonomik Ahlak
Kalem Suresi 17–33. ayetler, Rabbimizin "bahçe sahipleri" örneğiyle deşifre ettiği bir zihniyeti gözler önüne serer. Onlar, bereketli toprağın nimetini, geleneksel olarak üründen pay alan yoksullardan ve muhtaçlardan gizlemeye karar verdiler. Bereketin kaynağını unutan bu ortaklar, en yaşlı olanın uyarısına rağmen, bencillikte ısrar ettiler:
“Sabah erkenden ürünleri toplayalım; Sakın hiçbir yoksul içeri girmesin!” (Kalem 68/18–24)
Niyetleri gasp ve bencillikti. Amaçları, kolay yoldan zenginleşmekti. Sabah bahçelerine gittiklerinde ise manzarayla yüzleştiler: Bahçe kararmış, kül olmuş, yanmıştı. O zaman anladılar ve itiraf ettiler: “Biz haddi aşmışız.”
Bu kıssa, sadece bir tarım hikâyesi değil; ekonomik ahlakın en çarpıcı metaforu, paylaşımın ilahi denetimi ve nimetin nankörlüğe karşı cevabıdır.
Arzın Mîzanı: Kaynakları Tekelleştirmenin Bedeli
Yeryüzü, insanın ortak mülküdür. Birinin tarlası, diğerinin ormanı, ötekinin denizi; hepsi, Kur'an'ın “mîzan” (denge) dediği tek bir ekosistemin parçasıdır (Rahman 55/7–9). Bu denge bozulduğunda, doğa intikam almaz; adaletsizlik, kendini kaçınılmaz bir yıkıma dönüştürür.
Toprağı, suyu, enerjiyi ve teknolojiyi tekellerin eline bırakan modern insanlık, tıpkı Kalem Suresi’ndeki bahçe sahipleri gibi, bir sabah uyandığında yok olmuş bir bereketle karşılaşma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kur’an’ın uyarısı binlerce yıldır berraktır:
“Ölçüyü eksik tutmayın, yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” (Şuara 26/183)
Emek, ancak adaletle birleştiğinde berekete dönüşür. Rızkı çoğaltan sadece sermaye veya toprak değil, niyet ve paylaşma bilincidir.
Modern Bahçe Sahipleri ve Küresel Kıyamet
Bugünün bahçe sahipleri artık taşra çiftçileri değil; küresel piyasaları yöneten dev holdingler, enerji devleri, gıda tekelleri ve finansal imparatorluklardır. Onlar, ürünleri gizliyor, patentliyor, fiyatları manipüle ediyor, arzın bereketini kilitliyorlar. Kendi ‘kolaylıklarını’ yaratmak için milyarlarca insanı ‘zorlukta’ bırakıyorlar.
Fakat unuttukları şey: Kur’an’ın “bahçe” metaforu, sadece bir tarla değil; dünya sisteminin tüm üretim ve dağıtım düzenidir. Ve ilahi yasa, adaletsiz paylaşıma asla uzun ömür vermez.
Sonuç: Bereketin Sırrı Paylaşımda Gizlidir
Yeryüzü, insanın mülkiyet alanı değil, imtihan alanıdır.
Kim arzı paylaşmayı reddederse, arz onu en temel nimetinden mahrum eder. Bahçe sahiplerinin yandığı o sabah, modern çağın insanı için şiddetli bir uyarıdır: "Dileseydik başka bir bahçe verirdik, ama siz şükretmeyi unuttunuz.” (Kalem 68/30)
Bereket, paylaşımla başlar, nankörlükle biter.
🔸️🔹️🔸️
Bahçe yok olduğu gün, insanlık bereketin sırrının paylaşımda olduğunu anladı—ancak modern tekellerin külü, hala gözümüzü kör ediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder