KUR'AN'DA ENGELLEYİCİ ZİHNİYET
🌟 KUR'AN'DA ENGELLEYİCİ ZİHNİYETİN EVRENSEL ŞEMASI:
VAHYİ ENGELLEYEN GÜÇ ODAKLARI
Kur’an, ilahi vahyin öğrenilmesini, okunmasını ve toplumda yayılmasını hedef alan yapıları tek bir tarihsel kişi üzerinden değil, tipolojik ve süreklilik arz eden bir zihniyet olarak betimler.
Bu zihniyet, üç farklı surede üç aşamalı bir büyüme gösterir: Alak Suresi’nde bireysel bir “salâtı engelleyici”; Tebbet Suresi’nde ekonomik ve siyasal güce sahip bir “elit figürü”; Buruç Suresi’nde ise kurumsallaşmış bir “ideolojik baskı rejimi” anlatılır.
Bu üç sure birlikte incelendiğinde, Kur’an’ın ilahi nurun yayılmasını engelleyen güçlerle mücadelede bireysel kibirden totaliter zulme uzanan evrensel bir şema sunduğu ortaya konur.
1. Giriş: Kur’an’da Engellemenin Tipolojik Çizgisi
Kur’an'ın mesajına karşı çıkanlar, ne tek bir isimle ne de tek bir tarihsel dönemle sınırlıdır. Kur’anî anlatımda geçen her bir figür veya olay, evrensel bir zihniyetin sembolüdür:
- Alak: Vahyin Okunmasını ve Öğrenilmesini engelleyen (Bireysel Kibir)
- Ebu Leheb/Tebbet: Vahyin Rehberini ve Yayılmasını susturan (Ekonomik-Siyasal Baskı)
- Ashâbu’l-Uhdûd/Buruç: İnananı yakan ve inancı sindiren (Kurumsallaşmış Zulüm)
Bu tipolojik çizgi, engelleme eyleminin bireysel kibirden başlayarak sosyal baskı ve nihayet devletleşmiş totaliter zulme dönüşebilen kademeli bir yapıyı öğrettiğini gösterir.
2. Alak Suresi: Vahyi Engelleyen Bireysel Kibirin Tipolojisi
📖 Alak 9–10: “Gördün mü o, salât eden kulu engelleyeni?”
Burada "salât," basit bir namaz eyleminden çok, vahiy merkezli okuma, öğrenme ve bilinçlenme eylemini temsil eder. Engelleyici figürün temel özellikleri şunlardır:
- Kibir ve Müstağnilik: Kendini yeterli ve üstün görme hali (Alak 7: “İnsanı azdıran, kendini yeterli görmesidir.”).
- Vahyin Sesinden Rahatsızlık: Engellenen eylem, kulun okuması ve aydınlanmasıdır.
- Toplumsal Güçle Tehdit: Bireysel kibir, gücü arkasına alarak tehdide dönüşür (Alak 17: “Haydi, cemaatini çağırsın.”).
- Otoriteyi Tek Elde Tutma Arzusu: Vahyin yayılması, geleneksel sosyal düzen üzerindeki kontrolü kaybetme korkusu yaratır.
Sonuç: Alak Suresi, Kur’an mesajına karşı çıkan ilk düşman tipini, bireysel bir kibir ve kontrol figürü üzerinden resmeder.
3. Tebbet Suresi: Engellemenin Ekonomik-Siyasal Gücü – Ebu Leheb Zihniyeti
📖 Tebbet 1–2: “Ebu Leheb’in elleri kurusun… Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.”
Ebu Leheb, sadece bir amca değil, ekonomik gücü rejimin kontrolü için kullanan bir zihniyeti temsil eder:
- Ekonomik Güç: Servetiyle toplumsal ve siyasal baskı kurar.
- Çıkar Tehdidi: Nebî’nin getirdiği mesajı, kendi kurulu düzeni ve çıkar tekelini tehdit eden bir unsur olarak görür.
- Halk Manipülasyonu: Toplumu korku, isimler ve gelenekler üzerinden yönetme çabası.
Ebu Leheb Zihniyetinin Çağdaş Yansımaları: Dini bilgi üzerinde tekel kurmaya çalışan otoriteler, halkın bilinçlenmesini istemeyen elit zümreler ve dinî yapıları ekonomik-siyasal bir araç haline getiren kurumlar bu tipolojiye karşılık gelir.
Sonuç: Tebbet Suresi, engelleme zihniyetinin elitleşmiş, ekonomikleşmiş ve siyasileşmiş ikinci versiyonunu ortaya koyar.
4. Buruç Suresi: Engellemenin Kurumsallaşmış ve Totaliter Hâli – Ashâbu’l-Uhdûd Düzeni
📖 Buruç 4–8: “Uhdûd sahipleri kahrolsun… Müminlere sırf Rablerine iman ettikleri için işkence ettiler.”
Burada mücadele eden artık birey ya da elit bir grup değil, devletleşmiş, örgütlü bir zulüm mekanizmasıdır. Buruç, engelleyici zihniyetin ulaştığı son aşamayı üç boyutta sunar:
- İdeolojik Devlet Baskısı: Zulüm artık okumayı engelleme boyutundan, inananı ve düşünceyi yok etme boyutuna taşınmıştır.
- Dini Kimliğin Kurumsal Hedef Hâline Gelmesi: İşkence gerekçesi, sadece bir fikre sahip olmak değil, doğrudan Allah’a iman etmektir (“Onları sırf Allah’a iman ettikleri için yaktılar.”). Bu, modern anlamda inanç temelli ideolojik soykırımdır.
- Sistematik ve Kayıt Altına Alınmış Zulüm: İşkencenin etrafında oturup seyreden bir yapı (Buruç 6: “Onlar ateşin etrafında oturmuşlardı.”) gözetleyici ve cezalandırıcı devlet mekanizmasını işaret eder.
Sonuç: Buruç Suresi, engelleyici zihniyetin en ileri, en kurumsallaşmış ve totaliter hâlini temsil eder.
5. Üç Sureden Çıkarılan Evrensel Şema: Engellemenin Büyüme Aşamaları
Bu üç sure, Vahyi engelleme zihniyetinin tarih boyunca takip ettiği üç merhaleli evrensel bir aşama sunar:
- Aşama I - ALAK: Engelleme, bireysel bir figürün kibrine dayanır ve hedefi vahyin ilk öğrenilmesi, okunması eylemidir.
- Aşama II - TEBBET: Engelleme, ekonomik ve siyasal güce sahip bir elit zümre tarafından yapılır ve amaç, halkın bilinçlenmesini ve mesajın yayılmasını durdurmaktır.
- Aşama III - BURUÇ: Engelleme, kurumsallaşmış, devletleşmiş bir ideolojiye dönüşür ve hedef, doğrudan inananların varlığı ve inanç özgürlüğünün yok edilmesidir.
6. İlahi Adalet Vurgusu: “Zebâniyeleri Çağırırız” (Alak 18)
Alak Suresi'ndeki "O cemaatini çağırsın; biz de zebâniyeleri çağıracağız" (Alak 17–18) meydan okuması, Buruç'taki Uhdûd sahiplerine kozmik bir mesaj taşır:
- Zalim: Cemaatini, yani kurumsal ve dünyevi güçlerini toplar.
- Allah: Zebâniyeleri, yani hesap gününün kaçınılmaz ilahi adalet güçlerini çağırır.
Bu iki kutup, hak-batıl çatışmasının sadece dünyevi değil, aynı zamanda ilahi bir hesaplaşma boyutu olduğunu da vurgular. Zebâniye, zulmün kurumsal uygulayıcılarına karşı İlahi Adaletin uygulayıcılarıdır.
7. Sonuç: Engelleyici Zihniyetin Sürekliliği
Kur’an, üç suredeki bu katmanlı tasvirle, zalim yapıların tarih boyunca nasıl büyüyüp aynı mantıkla hareket ettiğini öğretir: Önce öğrenme engellenir, sonra yayılma durdurulur ve en nihayetinde inananlar hedef alınır.
- Her çağın Ebu Leheb’i, vahyin yayılmasını ekonomik ve siyasal çıkarla durduranlardandır.
- Her çağın Uhdûd sahipleri, düşünceyi ve inancı kurumsal olarak baskılayanlardır.
Kur’an’ın evrensel dersi şudur: Engelleyen zihniyet, görünüşü değişse de özü itibarıyla Kur’an’ın tanımladığı tek bir tarihsel süreklilik arz eder.
UYARI / HATIRLATMA

Yorumlar
Yorum Gönder