Peygamberler Arasında Ayrım ve Üstünlük
Peygamberler Arasında Ayrım ve Üstünlük
1. Giriş
Kur’an 23 yıl boyunca farklı bağlamlarda, farklı muhataplara hitaben parça parça indirilmiştir (İsra 106). Bu, hem ilahi eğitimin tedriciliğini, hem de olaylara doğrudan müdahaleyi göstermektedir. Ancak bu tedricilik sebebiyle kimi zaman Kur’an’daki bazı ifadeler yüzeysel bakıldığında çelişkili görünebilir. Peygamberlerle ilgili şu ayetler buna örnek gösterilir:
Bakara 285, Âl-i İmran 84: “Peygamberler arasında ayrım yapmayız.”
Bakara 253, İsra 55: “Biz peygamberlerin bazısını diğerlerine üstün kıldık.”
İlk bakışta biri eşitlik, diğeri üstünlük ifade ediyor gibi görünebilir. Fakat bu, ancak kavramların bağlamdan koparılmasıyla ortaya çıkan bir çelişki algısıdır.
2. “Ayrım Yapmamak” Ne Demektir?
Kur’an’ın “Peygamberler arasında ayrım yapmayız” ifadesi, iman boyutuyla ilgilidir. Mümin, Allah’ın gönderdiği hiçbir elçiyi inkâr etmez; birini kabul edip diğerini reddetmez.
Bakara 285: “Müminler, ‘Biz Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettik; peygamberler arasında ayrım yapmayız’ derler.”
Âl-i İmran 84: “...O’nun peygamberleri arasında ayrım yapmayız.”
Burada kastedilen, “seçme hakkı” iddiasıyla bir peygamberi kabul edip diğerini reddetmemektir. Yahudilerin Musa’yı kabul edip İsa’yı reddetmesi veya Hristiyanların İsa’yı kabul edip Muhammed’i reddetmesi gibi. Kur’an, bu tavrı imanı bozan bir ayrımcılık olarak niteler.
Dolayısıyla “ayrım yapmamak”, imanın bütünlüğünü korumak anlamındadır.
3. “Üstün Tutmak” Ne Demektir?
Allah’ın bazı peygamberleri üstün kılması ise, iman değil, görev ve donanım boyutuyla ilgilidir.
Bakara 253: “O peygamberlerin bazısını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bazılarıyla konuştu, kimini derecelerle yükseltti...”
İsra 55: “Rabbin dilediğini derecelerle üstün kıldı. Davud’a da Zebur’u verdik.”
Burada sözü edilen, Allah’ın takdir ettiği vahiy çeşitliliği, görev farklılığı ve imtihan dereceleridir. Her peygamber aynı şartlarda gönderilmedi; bazıları kitap aldı, bazıları kavmiyle daha ağır sınavlara girdi, bazılarına mucizeler verildi. Bu farklılıklar, ilahi hikmet gereğidir.
Üstünlük, görevsel ve fonksiyoneldir; iman bakımından bütün peygamberler eşittir.
4. Görünür Çelişkinin Çözümü
Dolayısıyla mesele şu şekilde özetlenebilir:
İman açısından: Bütün peygamberler eşittir; hiçbirine karşı inkâr seçeneği yoktur.
Görev açısından: Allah, hikmeti gereği bazılarını özel lütuflarla üstün kılmıştır.
Böylece iki grup ayet, aynı hakikatin iki farklı boyutunu dile getirmektedir. Çelişki değil, tamamlayıcılık vardır.
5. Neden Böyle İfade Edildi?
Kur’an’ın farklı bağlamlarda farklı üslup kullanmasının hikmeti şudur:
1. Müminlere ders: İman bütünlüğünü vurgulamak (Bakara 285, Âl-i İmran 84).
2. Peygamberlik kurumunu açıklama: Görev ve sorumluluk farklılıklarını göstermek (Bakara 253, İsra 55).
3. Tarihsel eleştiri: Yahudilerin ve Hristiyanların peygamber seçmeciliğini reddetmek.
4. Tedricilik: 23 yıllık nüzul süreci, farklı muhatapların farklı durumlarına cevap verdiği için, bazen aynı konu farklı boyutlarıyla ele alınır.
6. Sonuç
Kur’an’ın peygamberler konusunda çizdiği çerçeve nettir:
Hepsine iman etmek zorunludur, kimseye ayrımcı yaklaşılmaz.
Ancak Allah’ın bazılarını özel görevlerle öne çıkarması, ilahi hikmetin gereğidir.
Dolayısıyla ayetler arasında gerçek bir çelişki yoktur; yalnızca iman ile görev, eşitlik ile üstünlük arasındaki farkı gözetmeyen bakış açılarında böyle bir algı doğar. Kur’an, bu iki boyutu birlikte anlatarak peygamberlik kurumunun hem imanî hem de tarihî-fonksiyonel yönünü öğretmektedir.
UYARI / HATIRLATMA
Yorumlar
Yorum Gönder