Kuran’da Yıldırım: Kudret, Korku ve Umut

 


Kur’an’da Yıldırım: Kudret, Korku ve Umut Arasında Bir Sembol

Giriş

Kur’an, tabiat olaylarını salt fiziksel olgular olarak değil, insanın varoluşunu düşündüren, Allah’ın kudretini hatırlatan semboller olarak işler. Bunlardan biri de **yıldırım (ṣiiqah, ṣawāʿiq, raʿd)**dır. Kur’an’da yıldırım; korku, umut, azap ve rahmet arasında çok katmanlı anlamlarla karşımıza çıkar.


1. Yıldırımın Çifte Yüzü: Korku ve Ümit

Kur’an, yıldırımın hem korkutucu hem de umut verici yönüne dikkat çeker:

“Size korku ve ümit vermek için şimşeği gösterir. Ağır bulutları da O yaratır.” (Ra‘d 12)

Yıldırım, öldürücü gücüyle korku uyandırırken, yağmuru müjdeleyen bir işaret olarak ümit verir. Böylece insan, tabiatın bu çarpıcı tecellisi karşısında hem acziyetini hem de rahmete bağlılığını hatırlar.


2. Yıldırımın İlahi Kudret Olarak Yönlendirilmesi

Kur’an, yıldırımın sadece “rastgele bir doğa olayı” olmadığını vurgular:

“Gök gürültüsü O’nu hamd ile tesbih eder, melekler de O’ndan korkarak (tesbih ederler). O, yıldırımları gönderir, onlarla dilediğini çarpar.” (Ra‘d 13)

Burada yıldırım, ilahi iradenin hedefli müdahalesi gibi tasvir edilir. Yani her yıldırım çakışı, Allah’ın kudretinin işaretlerinden biridir.


3. İsrailoğulları’nın Yıldırımla Çarpılması

Kur’an’da yıldırımın doğrudan bir azap vasıtası olduğuna dair en dikkat çekici örnek, İsrailoğulları’nın Musa’ya meydan okumasıdır:

“Mûsâ’ya, ‘Allah’ı açıkça görmedikçe sana inanmayız’ demiştiniz. Bunun üzerine sizi yıldırım çarptı, bakıp duruyordunuz. Sonra ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki şükredesiniz.” (Bakara 55-56)

Burada yıldırım, haddini aşan bir topluma ilahi kudretin şok edici müdahalesi olarak ortaya çıkar.


4. Yıldırım Kelimesinin Dilsel Kökeni

Arapçada ṣāʿiqah / ṣawāʿiq kelimesi, kök itibariyle “kulakları sağır eden ani ses ve vurucu güç” anlamına gelir. Yıldırımın ışıkla birlikte güçlü bir patlama (gök gürültüsü) oluşturması bu kökün tam karşılığıdır.
Bu durum, Kur’an’ın kullandığı kelimenin doğa olayının gerçek mahiyetine uygun seçildiğini gösterir.


5. Yıldırımın Fiziksel Gerçekliği ve Kur’an

Modern bilim, yıldırımın çevresindeki havayı saniyenin milyonda birinde 30.000 dereceye kadar ısıttığını ortaya koymuştur. Bu ani ısınma, havanın şiddetle genleşmesine ve gök gürültüsüne yol açar.
Kur’an’ın yıldırımı hem azap hem de rahmet, hem korku hem de umut bağlamında işlemesi, bu doğa olayının çift yönlü karakterini yansıtır.


Sonuç

Kur’an’da yıldırım:

  • Doğa olayı olarak insanın gözlemine sunulur.

  • Mecazî anlamıyla Allah’ın kudretini, ilahi azabı ve uyarıyı sembolize eder.

  • Çifte işleviyle korku ve ümidi aynı anda taşır.

  • Dilsel ve bilimsel boyutuyla, hem kök anlamı hem de fiziksel gerçekliğiyle örtüşür.

Dolayısıyla yıldırım, Kur’an’da sadece gökyüzünde çakan bir ışık değil; insanın varoluşunu düşündüren, Allah’ın kudretini hatırlatan **çok boyutlu bir ayet (işaret)**tir.


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣