Kur’an’da Zekâtın Mekanikleşmesi



Kur’an’da Zekâtın Mekanikleşmesi: Vergiye Dönüşen İbadet Eleştirisi


1. Giriş

Zekât, İslâm’ın en temel ibadetlerinden biri olarak bilinir. Ancak tarihsel süreçte, bu kavram çoğu zaman matematiksel oranlara indirgenmiş, “yüzde 2,5” formülüyle sınırlandırılmıştır. Böylece, Kur’an’ın öngördüğü ahlaki, arındırıcı ve toplumsal dengeleyici boyut geri plana itilmiş; zekât adeta bir “dini vergi”ye dönüştürülmüştür. Bu çalışma, zekâtın Kur’an’daki asli işlevlerini ortaya koymayı ve onun mekanikleşmesine yönelik eleştiriyi dile getirmeyi amaçlamaktadır.


2. Zekâtın Anlam Katmanları

“Zekât” kelimesi, “arınma, temizlenme, bereket” anlamındaki zekâ kökünden gelir. Bu etimolojik bağ, zekâtın yalnızca ekonomik bir eylem değil, ahlaki ve ruhsal bir arınma süreci olduğunu gösterir. Nitekim Kur’an, zekâtı “temizleme” ile ilişkilendirir:

“Onların mallarından sadaka al ki, onunla onları arındırıp temizleyesin.” (Tevbe 9:103)

Bu ayet, zekâtın sadece malın eksilmesi değil, aynı zamanda bireyin nefsinin arınması anlamına geldiğini ortaya koyar.


3. Kur’an’da Zekâtın İşlevi

3.1. Fakirlerin Hakkı

Kur’an, zekâtı gönüllü bir bağış değil, fakirin hakkı olarak tanımlar:

“Mallarda isteyen ve yoksul için bir hak vardır.” (Zâriyât 51:19)

Bu ifade, zekâtı bir lütuf değil, adalet gereği olarak konumlandırır.


3.2. Servet Tekelleşmesine Karşı

Kur’an, malların belirli sınıfların elinde dönüp dolaşmasını reddeder:

“(Mallar) içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet olmasın.” (Haşr 59:7)

Bu ayet, zekâtın yalnızca bireysel arınma değil, toplumsal servet dengesini koruma işlevini de vurgular.


3.3. Sosyal Güvenlik ve Dayanışma

Tevbe 9:60’ta zekâtın harcanacağı sekiz sınıf ayrıntılı biçimde sayılır. Fakirler, yoksullar, borçlular, yolda kalmışlar ve toplumun ortak yararını gözeten kalemler bu kapsamda zikredilir. Bu durum, zekâtın toplumsal güvence ve dayanışma mekanizması olduğunu gösterir.


4. Mekanikleşme Eleştirisi

Zekât, tarih içinde “bireysel arınma ve toplumsal denge” amacından uzaklaştırılarak, devlet eliyle toplanan bir “vergi”ye dönüştürülmüştür. Mekanikleşmenin birkaç sonucu vardır:

1. Oran Fetişizmi: Zekât, belirli bir yüzdeyle sınırlanmış; Kur’an’ın fakir hakkı ve adalet vurgusu ikinci plana itilmiştir.

2. Ruhsuzlaşma: Zekât, bireyin içsel arınmasıyla bağını kaybetmiş, salt malî bir yükümlülük olarak algılanmaya başlanmıştır.

3. Adaletin Zedelenmesi: Servetin yoğunlaşması engellenememiş, zekât çoğu kez göstermelik bir ödeme düzeyine indirgenmiştir.

Kur’an’ın bütüncül yaklaşımı dikkate alındığında, zekâtın asıl işlevi, “sayısal hesap” değil, “adalet ve arınma”dır.


5. Zekâtın Nihai Hedefi: Muhtaçsız Toplum

Burada önemli bir nokta vardır: Kur’an’ın nihai hedefi sürekli muhtaç insan üretmek değil, kimseye muhtaç olmayan bireyler yetiştirmek ve fakir–zengin uçurumunu ortadan kaldıran bir toplum inşa etmektir. Zekât, bu sürecin geçici bir telafisi değil, adalet ve üretkenlik esasına dayalı bir toplumsal düzenin parçasıdır.

Kur’an, insanın onurlu yaşamasını esas alır:

 “Andolsun biz, insanoğlunu şerefli kıldık…” (İsrâ 17:70)

Ve mülkiyetin sadece belli bir zümre arasında dönüp dolaşmasına izin vermez (Haşr 59:7). Bu da gösteriyor ki zekât, uzun vadede “muhtaçların sayısını azaltan” ve toplumu eşitleyen bir işlev üstlenmelidir.

Dolayısıyla İslâm’ın hedefi, zekâtla sürekli yoksulları beslemek değil, zekâta ihtiyaç bırakmayacak bir adalet düzeni kurmaktır. Böyle bir düzende bireyler üretken olur, paylaşım doğal akar ve toplumsal refah eşitlenir.


6. Sonuç

Zekât, Kur’an’da hem bireysel hem toplumsal boyutu olan dinamik bir ilkedir. Onun temel amacı, mülkün mutlak sahibinin Allah olduğunu hatırlatmak, bireyi cimrilik ve bencillikten arındırmak ve toplumda adaletli bir paylaşımı sağlamaktır. Zekâtı yalnızca belirli oranlara indirgemek, onun Kur’an’daki ruhunu kaybetmek anlamına gelir.

Kur’an’ın öngördüğü toplum modeli, fakirliği kalıcı bir olgu olarak değil, adaletli paylaşım sayesinde ortadan kaldırılacak geçici bir durum olarak görür. Zekât, bu dönüşümün aracı ve aynı zamanda insanın Allah’a karşı şükrünün somut göstergesidir.


Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣