TEVRAT: VAHİYLERİN BİRİKİMİ


📜 TEVRAT: VAHİYLERİN BİRİKİMİ

1. “Kitap” Kur’an’da yazılı metin değil, hüküm ve yasa demektir

Kur’an’da “kitap” (كِتَاب) kelimesi, kalemle yazılan nesneyi değil, Allah tarafından karara bağlanan yasa, ahit, düzen anlamını taşır.
Bu yüzden Allah’ın “rahmeti kendine yazması (ketebe)” da aynı köktendir (En‘âm 12).

📖 “Allah rahmeti kendine yazdı (ketebe).”(En‘âm 12)

Bu, yazmak fiilinin “karara bağlamak” anlamına geldiğini gösterir.
Dolayısıyla “kitap verilmesi”, bir topluma ilahi düzenin emanet edilmesi demektir.


2. Tevrat, İsrailoğullarına gelen çoklu vahiy yasalarının bütünüydü

Kur’an hiçbir yerde “Tevrat Musa’nın kitabıdır” demez.
Musa’ya verilen “kitap” levhalardaki emirlerin özüdür, ama “Tevrat” adı Kur’an’da Musa döneminde geçmez.

📖 “Biz Musa’ya Kitabı verdik ki doğru yolu bulsunlar.”(İsra 2)

📖 “Ona levhalarda her şeyden öğüt ve açıklama yazdık.”(A‘râf 145)

Bu, bir “metin” değil, vahyin yasal özetidir.
Tevrat ise Musa’dan sonra gelen peygamberlerle zenginleşmiş bir vahiy sistemidir.

📖 “Onların izleri üzerine Meryem oğlu İsa’yı gönderdik; o, önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı idi.”
(Maide 46)

Buradaki “önündeki Tevrat” tek bir kitap değil, İsrailoğullarına gönderilen ardışık vahiylerin bütünüdür.


3. Kur’an’a göre “kırtas” hale getirilmiş kitap, vahyin ruhunu öldürür

İşte burada En‘âm 7. ayet devreye girer — vahyin “kırtaslaştırılması”, yani bir metne indirgenmesi tehlikesine dikkat çeker:

📖 “Eğer sana kâğıda yazılı bir kitap indirseydik de, onu elleriyle tutsalardı, inkârcılar yine ‘Bu apaçık bir sihirdir’ derlerdi.”(En‘âm 7)

Bu ayet, açıkça şunu söyler:

“Vahiy bir kâğıt (kırtas) üzerine inse bile, yazıya dönüşmesi onu kabul ettirmez.”

Yani vahiy değeri, fiziksel yazıdan değil, içerdiği ilahi yasadan gelir.
Bu, senin dediğin gibi: “Tevrat bir mushaf değil, vahiy yasalarının toplamıydı” düşüncesinin tam Kur’ânî kanıtıdır.


4. Ehli Kitap = yazıya dökülmüş ilahi yasaya tabi toplumlar

Bu anlayışta “ehli kitap” artık sadece “kutsal kitap sahibi” değil;
Allah’ın yazılı (yani hükme bağlanmış) yasalarına bağlı topluluk anlamına gelir.

📖 “Ehli kitap, kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.”(Beyyine 4)

Yani “ehli kitap” bir yasa geleneğinin mensuplarıdır;
metne sahiplik değil, ilahi hükme tabi olma kimliğidir.


5. Tevrat’ın insan eliyle kırtaslaşması: Bakara 79

Kur’an bu dönüşümü açıkça anlatır:

📖 “Vay haline o kimselerin ki, kitabı elleriyle yazdılar, sonra ‘Bu Allah katındandır’ dediler.”(Bakara 79)

Bu, vahiy zincirinin metinleştirilip beşerî otoriteye dönüştürülmesini anlatır.

Yani, Tevrat sistemi bir “ilahi yasa akışı” iken, zamanla “kitaplaştırılmış”,
“yazılı otorite” haline getirilmiştir — ve ruhu kaybolmuştur.


6. Kur’an, Tevrat sistemini onaylar ama onu tashih eder

📖 “Biz sana, ellerindekini doğrulayıcı olarak Kitabı hak ile indirdik; Tevrat ve İncil üzerine koruyucu (muhaymin) olarak.”(Maide 48)

Yani Kur’an, Tevrat’ın ilahi özünü tasdik eder,
ama onun insan eliyle yazıya dönüştürülmüş halini ıslah eder.





🌿 Sonuç: En‘âm 7 Işığında Tevrat’ın Gerçek Yüzü

En‘âm 7 bize şunu öğretir:

Vahyin değeri, yazıya dönüşmesinde değil, ilahi bilincin kalplerde yaşamasındadır.

Bu nedenle:

  • Tevrat, Musa’ya verilen emirlerin ötesinde, İsrailoğullarına gelen vahiy yasalarının sürekli akışıdır.

  • “Kitap”, bu yasaların Allah tarafından hükme bağlandığı anlamına gelir.

  • “Ehli kitap” ise bu hükümlere tabi olan toplumdur.

  • “Kırtas” hale getirilmesi ise vahyin yaşayan ruhunu donuk bir metne çevirmiştir.

Kur’an, bu döngüyü kırmak için gelmiştir:
Metne değil, canlı bilince dayalı vahiy düzenini yeniden tesis eder.


Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣