Bu Blogda Ara

9 Haziran 2025 Pazartesi

Beşer Olmak: Vahyin Aynasında Çıplak İnsan

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Kur’an’da “Beşer” Kelimesi ve Kavramsal Bağlamı

Kur’an’da insan varlığını ifade eden terimlerden biri olan “beşer”, hem ontolojik hem de toplumsal anlam katmanları taşıyan özel bir kavramdır. Bu makale, “beşer” kelimesinin etimolojisini, Kur’an’daki kullanım biçimlerini ve “insan” (insân), “âdem”, “nefs” gibi diğer insan kavramlarıyla ilişkisini incelemektedir. Ayrıca, “beşer”in peygamberlik, zayıflık ve fıtrat gibi temalarla ilişkisi analiz edilerek, bu kavramın Kur’an’daki bütünsel insan tasavvurundaki yeri ortaya konulmaktadır.




Kur’an’da insanı ifade eden birçok terim bulunmaktadır: insân, âdem, nefs, benu Âdem, beşer... Her biri, insanın farklı bir yönüne işaret eder. “Beşer” kelimesi, Kur’an’da daha çok fizyolojik varlık boyutunu, duyulara açık bedenî yönü ve toplumsal etkileşimdeki zaaflarını temsil eder. Bu bağlamda, özellikle peygamberlerin "beşer" olduklarının vurgulanması (örneğin, Kehf 110) dikkat çekicidir.

“Beşer” kelimesi Arapça’da cilt, deri anlamına gelen bashara kökünden türemiştir. Klasik sözlüklerde “beşer”, derisinin görünen kısmı, tüysüz insan derisi veya görülebilir varlık olarak açıklanır.

Bu etimolojik yapı, Kur’an’daki anlamlarıyla uyumludur. “Beşer” kelimesi genellikle fiziksel varlık, biyolojik canlılık ve dünyevî zafiyet bağlamında geçer. Özellikle diğer kavramlarla (insân, nefs) karşılaştırıldığında, “beşer”in daha çok insanın maddî/bedenî boyutunu vurguladığı görülür. Derisi korumaya muhtaç oluşu, elbise gereksinimleri nedeniyle zafiyet oluşur.


Kur’an’da “Beşer” Kelimesinin Geçtiği Ayetler ve Bağlamları

Kur’an’da “beşer” kelimesi 36 kez geçmektedir. Bu kullanımlar üç temel bağlamda kümelenmektedir:

3.1. Peygamberlerin Beşer Oluşu

Peygamberlerin mucize taleplerine karşılık verilen cevaplarda sıkça “beşer” kelimesi vurgulanır:

Kehf 110: “De ki: Ben ancak sizin gibi bir beşerim; bana, ilâhınızın tek bir ilâh olduğu vahyediliyor.”


İbrahim 11: “Resûlleri onlara dediler ki: Biz de ancak sizin gibi birer beşeriz.”


Bu ayetlerde beşer vurgusu, peygamberlerin fiziksel olarak insan olmaları, olağanüstü güçlerden yoksun oluşları ve mucize üretme kapasitelerinin olmadığını göstermek içindir. Beşer, burada ilahi değil, fani ve maddi varlık anlamında kullanılmaktadır.

3.2. Beşerî Zaaf ve Sınırlılıklar

“Beşer” kelimesi insanın zayıflığı, arzulara açık yapısı ve dünyevî bağlamda sınırlarıyla ilişkili olarak da kullanılır:

Nisa 28:  “Allah, sizi hafifletmek ister. Çünkü beşer zayıf yaratılmıştır.”

Bu ifade, insanın bedensel ve iradî kapasitesinin sınırlı olduğunu ifade eder. “Beşer” burada insanın dünyevî sınırlarına ve fıtrî zaaflarına işaret eder.

 Beşer ile Meleklerin Karşılaştırılması

Beşer kelimesi bazı ayetlerde meleklere karşıt olarak konumlandırılır:

Furkan 7: “Bu ne biçim peygamber ki yemek yiyor, çarşılarda yürüyor! Ona bir melek indirilmeli değil miydi ki, onunla birlikte uyarıcı olsun!”

Bu tür karşılaştırmalar, “beşer” kavramının ilahi/ruhani olanla zıddiyetini ortaya koyar. Beşer, burada sınırlı ve dünyevi varlığı temsil ederken, melekler saf itaat, saf kudret anlamındadır.

“Beşer” ile “İnsân” Arasındaki Kavramsal Fark

Kur’an'da “beşer” ve “insân” kelimeleri çoğu zaman “insan” anlamına gelse de aralarında ince bir fark vardır. “Beşer” daha çok fizyolojik yönü, hayvani nefsi ve bedensel zayıflıkları öne çıkarırken; “insân” kelimesi genellikle ahlaki sorumluluk, bilinç, nankörlük, unutkanlık veya kulluk bağlamında yer alır:

İnsân (76:1): “İnsanın üzerinden henüz anılmaya değer bir şey olmadığı bir süre geçmedi mi?”

Beşer (3:47): “Bir beşer bana nasıl dokunabilir?”


Bu fark, Kur’an’ın insanı çok boyutlu bir varlık olarak ele aldığını ve her kelimenin bu çok katmanlı yapının bir yönünü öne çıkardığını göstermektedir.


Beşeriyetin Vahiy ile Aşılması: Kur’anî Bakış 

Kur’an’da insanın “beşerî” yönü, onu küçültmek için değil, onun sınırlı varlığının bilincine vararak sorumluluk üstlenmesini sağlamak için öne çıkarılır. Peygamberler bile beşerdir; fakat onlara vahiy gelerek bu beşerî çerçevenin ötesine ulaşmaları sağlanır.

Bu çerçevede, “beşer” olmak Kur’an’da eksiklik değil, gelişime açık bir potansiyel olarak resmedilir. Bu yönüyle beşeriyet, ilahi hitaba açık hale geldiğinde, insanın kemale ulaşmasının ilk durağıdır.


Kur’an’da “beşer” kelimesi, insanın maddî, bedensel, fânî ve sınırlı yönünü temsil eden özgün bir kavramdır. Nebilerin bile “beşer” olarak tanımlanması, Kur’an’ın insanı yüceltirken onu gerçekçi ve sorumlu bir varlık olarak konumlandırdığını gösterir. Beşer, zaaflarıyla birlikte değerli kılınan ve ancak vahiy ile kemale ulaşabilecek olan insandır. Kur’an’daki bütüncül insan tasavvuru içinde, “beşer” kavramı, insanın dünyevi sınırlılığına, sosyal doğasına ve ilahi hitaba açıklığına işaret eden temel taşlardan biridir.


---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder