Ayetlerin Üzerini Hadis ve Sünnetle Örtmek: Hakkı Gizlemek, Şirki Süslendirmektir
Giriş: İlahi Mesajı Perdelemek
Kur’an, Allah’ın kelamıdır. O, apaçık bir kitaptır; rehberdir, ölçüdür, nurdur ve furkandır. (Bkz. 2/185; 5/15; 6/114) Ancak bugün, bu kitabın üzeri kat kat hadis, rivayet, mezhep, gelenek, hikâye ve hurafe örtüleriyle örtülmüş; ilahi sözler mecazlara, mecazlar ise insanların otorite iddialarına kurban edilmiştir. Allah’ın ayetleri okunmakta, ama yerine insanların sözleri uygulanmaktadır. Bu durum sadece bir sapma değil, bizzat Kur’an’ın “küfür” ve “şirk” olarak tanımladığı bir sapkınlıktır.
Kur’an Yeterlidir: Öğretici Allah’tır
Allah, Nebî’ye bile şunu söylemesini emreder:
“De ki: Ben de ancak sizin gibi bir beşerim. Bana, ilahınızın ancak bir tek ilah olduğu vahyediliyor.” (Kehf 18/110)
Ve bir başka ayette şu uyarı gelir:
“Sana Kitabı indirdik ki, insanlara kendilerine indirileni açıklayasın.” (Nahl 16/44)
Nebî’nin görevi vahyi taşımak, ayetleri aktarmak, Allah’ın sözünü iletmekti. Onun öğretici olması değil, öğrenen ve aktaran bir nebi olması Kur’an’ın çizdiği sınırdır:
> “Sana Kitabı indiren O’dur; ondan bir kısmı muhkem ayetlerdir, onlar Kitab’ın anasıdır. Diğer kısmı ise müteşâbihtir. Kalplerinde kayma olanlar, fitne çıkarmak ve teviline gitmek için müteşâbihlere yönelirler. Onun tevîlini Allah’tan başkası bilmez.” (Al-i İmran 3/7)
Bu ayet gösteriyor ki, ayetlerin anlamı üzerine insan yorumunu ilahi açıklama gibi sunmak bir sapmadır. Allah’ın açık beyanlarını, hadislerle “açıklamak” adı altında değiştirmek, anlam kaydırmak, üstünü örtmek büyük bir iftiradır. Bu, sadece Kur’an’ın hakkını değil, Rabbin öğreticiliğini de gasp etmektir.
Nebiyi İlahlaştırmayın: Şirke Kapı Açmayın
Bugün İslam adına yapılan en büyük sapmalardan biri de, Nebî’yi bir tür öğretici tanrı gibi yüceltmek, onun sözlerini Kur’an’ın önüne koymaktır. Oysa Kur’an, bunu açıkça yasaklar:
“Onlar, hahamlarını ve rahiplerini Allah’tan başka rabler edindiler...” (Tevbe 9/31)
İşte gözlerinin görmek istemediği ayetler. Nebileri öğretici edinmemek gerektiğini anlatan 2 ayet.
Ali İmrân 79: “Allah, bir kişiye Kitap, hüküm ve nebilik verdikten sonra, onun insanlara ‘Allah’ı bırakıp bana kul olun’ demesini asla uygun görmez. Aksine o şöyle der: ‘Öğrettiğiniz Kitap ve inceleyerek öğrendiğiniz bilgiler gereğince Rabbe kullar olun.’”
Ali İmrân 80: “Melekleri ve nebileri rabler edinmenizi emretmesi de düşünülemez. Siz müslüman olduktan sonra inkârı mı emredecek?”
Dolayısıyla, peygamberin şahsına değil, onun tebliğ ettiği ayetlere bağlılık esastır. Hadis adı altında din adına uydurulan hükümleri Kur’an’ın yerine koymak, Kur’an’a göre şirk kapsamına girer.
Yani kimin sözünü ölçü alıyorsanız, ilahınız odur. Nebî bile vahiy dışında konuştuğunda sorgulanır. Hatta bir hatasında şu uyarı gelir:
“Allah seni affetsin! Doğrular sana belli olmadan neden onlara izin verdin?” (Tevbe 9/43)
Eğer Kur’an Nebî’yi bile sorguluyor, hatasını düzeltiyorsa; biz nasıl olur da onun sözlerini sorgusuz bağlayıcı kılar, ayetlerin önüne koyarız?
Ayetlerin Üzerini Örtmek: Küfürdür
Kur’an’da küfür, sadece Allah’ı inkâr etmek değildir. Küfür, gerçeği örtmek, hakikati gizlemek, ayetlerin üzerini perdelemektir. Hadislerle, mezheplerle, rivayetlerle Allah’ın sözünü örten herkes bu suça ortaktır.
“Allah’ın ayetlerini az bir karşılığa satanlara yazıklar olsun.” (Bakara 2/174)
Bugün bu “az karşılık” makamdır, cemaat gücüdür, halkın sevgisidir, kutsiyet maskesidir. Ayetler hadisle açıklanmaz; ayet ayetle açıklanır. Allah’ın sözünü insanın sözüyle açıklamak, ayeti hadise mahkûm etmektir. Bu, ilahi öğreticiliğe yapılmış açık bir haksızlıktır.
Müslümanlığı Küfürle Değişmeyin
Birçok kişi, kendini Müslüman zannederken, aslında şirk ve küfür içine sürüklenmektedir. Çünkü Kur’an’a değil, hadise, şeyhe, mezhebe, alim fetvasına dayalı bir din anlayışı hâkimdir. Bu anlayışta Allah’ın ayetleri ancak “onaylandığında” geçerli sayılmakta, hadisle “pekiştirilmeyen” ayetler göz ardı edilmektedir. Oysa tevhid, sadece Allah’a teslimiyetle olur.
“Onlar, Allah’tan başkasını ortak koşmazlar; yoksa amelleri boşa gider.” (Zümer 39/65)
Sonuç: Yapmayın! Bu Size Zarar Verir
Allah, sizi zorla dine çağırmaz. Ama seçtiğiniz şeyin karşılığını verir. Ayetin üzerini hadisle örtmek küfürdür. Nebî’yi öğretici yerine koymak şirktir. Allah’a ait olan açıklama ve hüküm yetkisini insana vermek zulümdür.
Ahiret zordur. Hesap kesindir. Tevhid kolaydır ama onun bedeli ağırdır. Şirk kolay gözükür, ama sonucu felakettir.
Yapmayın! Allah’a iftira etmeyin. Ayetlerin üzerini örtmeyin. Hadisleri ayetin üstüne koymayın. Nebî’yi ilahlaştırmayın. Dini Allah’tan öğrenin. Allah yeter. Kur’an yeter.
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder