Kuranda “Fatr” Kökü 💥
Kur’an’da “Fatr” Kökü: Yaratılış, Müdahale ve Parçalanma Arasında Bir Kavramsal Yolculuk
1. “Fatr” Sözcüğünün Kökeni ve İlk Anlamı
Arapça’da “فطر (fatr)” kelimesinin en erken kullanımlarından biri, devenin memesinden parmak uçlarıyla süt sağmak eylemidir. Bu kullanım, insanın doğal bir düzene, bir varoluş sistemine müdahalesini ifade eder. Zamanla bu anlam genişleyerek iki ana yönde gelişmiştir:
-
Yoktan var etme, ilk defa meydana getirme
-
Var olan bir düzeni bozma, yarıp geçme, parçalama
Bu ikili anlam, Kur’an’daki kullanım çeşitliliğini anlamada kilit önemdedir.
2. FATR: “Yaratma” Anlamıyla Kullanımı
Kur’an’da “فَاطِرُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ” ifadesi, özellikle Allah’ın gökleri ve yeri yaratması bağlamında sıkça geçer. Örnek:
"Hamd, gökleri ve yeri yaratan Allah’a mahsustur..."(Fâtır, 35/1)
Bu ayette geçen “fâtır” kelimesi, Allah’ın evreni “ilk defa yoktan var eden” anlamını taşır. Buradaki anlam, Allah’ın yaratıcı gücünün başka hiçbir şeye muhtaç olmadan ortaya çıkışını vurgular. “Fatr” kelimesi burada klasik “halq” fiilinden farklı olarak, “başlangıç anı”na, yaratılışın ilk safhasına işaret eder.
3. FATR: “Parçalama ve Dağılma” Anlamıyla Kullanımı
Kur’an’da “fatr” kökü aynı zamanda kıyamet gününde göklerin ve yerin düzeninin bozulması, kozmik düzenin çöküşü anlamında da kullanılır. Bu bağlamda en belirgin örnekler, “infitar” (çatlamak, yarılmak) ve “münfetır” (parçalanmış) gibi türevlerde karşımıza çıkar:
“Gök çatladığı zaman, yıldızlar dökülüp dağıldığı zaman…”(İnfitar, 82/1)
“Gök bile o günün şiddetiyle parçalanır…”(Müzzemmil, 73/18)
Bu ayetlerde “fatr” kökü, varlığın yıkıma uğradığı anı betimler. İlginçtir ki, Allah’ın yaratma fiilinde kullandığı kök, kıyamette bozma ve dağıtma için de kullanılır. Bu, Allah’ın sadece bâri (oluşturan) değil, aynı zamanda müntakım (intikam alan) ve münfettır (parçalayan) sıfatlarına işaret eder.
4. “Fıtrat” Kavramı ile Bağlantı: Ontolojik Bir Perspektif
Aynı kökten gelen “fıtrat”, insanın yaratılışında bulunan doğallık ve içsel yönelişleri ifade eder:
“O halde sen yüzünü Allah’ın insanları üzerine yarattığı fıtrata çevir…”(Rum, 30/30)
Buradaki “fıtrat”, ilahi düzene uygunluk, Allah’ın “fâtır” oluşuyla uyumlu bir iç yapıya sahip olmak anlamını taşır. “Fıtrat”, hem Allah’ın yaratış sistemini, hem de insanın bu sistemle olan bağını içerir.
5. “İftar” ve “Fütur”: Aynı Kökten Türemiş Kavramların Anlam Haritası
-
İftar (إفطار): Gündüz oruçla durdurulan düzenin, akşam açılarak “yeniden başlatılması”dır. Bu da fıtrî bir döngüdür.
-
Fütur (فُتور): Zayıflama, gevşeme, enerjide kırılma anlamındadır. Melekler için şöyle denir:
“Onlar gece gündüz Allah’ı tesbih ederler, hiç fütur getirmezler (yılgınlık göstermezler).”(Enbiya, 21/20)
Buradaki anlam, sürekli ve kesintisiz işleyişin, yani yaratılmış düzende bir bozulma olmamasını ifade eder.
6. Teolojik ve Ontolojik Sonuçlar
-
“Fatr” kelimesi, yaratılış ve yok edilişin aynı kudretin yansıması olduğunu ortaya koyar.
-
Allah hem yaratandır hem de parçalayandır. Bu, tevhid düşüncesinin yaratılış ve kıyametle birleştiği bir kavramsal temeli sunar.
-
İnsan fıtratı da bu yaratılışın yansımasıdır; bozulursa “infitar” gibi parçalanır, çözülür.
Sonuç
Kur’an’da “fatr” kökü, hem varlığın başlatılması, hem de varlığın sona erdirilmesi süreçlerinde kullanılan anahtar bir kavramdır. Bu yönüyle “fatr”, yalnızca “yaratmak” anlamına gelmez; aynı zamanda müdahale etmek, değiştirmek, bozmak, açmak, başlatmak, sonlandırmak gibi geniş bir semantik alana sahiptir.
Bu genişlik, Kur’an’ın diliyle evrenin dili arasında kurulan uyumu da gözler önüne serer. Yaratılışın ve kıyametin aynı kökten anlatılması, varoluşun sürekliliği ve ilahî kudretin bütünlüğü hakkında derin bir tefekkür imkânı sunar.
Yorumlar
Yorum Gönder