Bu Blogda Ara

30 Mayıs 2025 Cuma

KURAN'I ELİNDE TUTARKEN TERK ETMEK 📖💔


 📣 “Kavmim Bu Kur’an’ı Terk Etti!” – Furkan 30 Ayetinin Sûre Bağlamında Çarpıcı Analizi 💔

Furkan Suresi 30. Ayet şu şekildedir:


وَقَالَ ٱلرَّسُولُ يَـٰرَبِّ إِنَّ قَوْمِى ٱتَّخَذُوا۟ هَـٰذَا ٱلْقُرْءَانَ مَهْجُورًۭا
Ve kâle’r-Resûlu yâ Rabbi inne kavmî’t-tehazû hâzâ’l-Kur’âne mehcûrâ.

Ve Peygamber dedi ki: “Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı terk edilmiş (bir şey) olarak edindiler.” (Furkan 25:30)



1. Ayetteki Ana Unsurların Tahlili

  • وَقَالَ ٱلرَّسُولُ: "Peygamber dedi ki…"

    • Belirli bir peygamberin adı geçmese de, bağlam gereği burada özellikle Hz. Muhammed kastedilir.

  • يَـٰرَبِّ: “Ey Rabbim!”

    • Yakıcı bir içlenme ve yakınmanın ifadesidir. Hem bir sitem hem de adalet talebini içeren dua formudur.

  • إِنَّ قَوْمِى: "Benim kavmim"

    • Özellikle Arap müşrik toplumu, Kur’an’a muhatap olan ilk nesli işaret eder.

  • ٱتَّخَذُوا۟ هَـٰذَا ٱلْقُرْءَانَ مَهْجُورًۭا

    • اتَّخَذُوا: "Edindiler, tuttular, benimsediler."

    • هَـٰذَا ٱلْقُرْءَانَ: “Bu Kur’an’ı” – Vahyin canlı, işlevsel ve yeni indiğini vurgular.

    • مَهْجُورًۭا: “Terkedilmiş, yüz çevrilmiş, atılmış”

      • هَجْر kökü: Hem bilinçli terk, hem de karalamak, değersizleştirmek anlamına gelir.


2. Sûre Bağlamında Ayetin Yeri ve Öncesi (25:27–29)

Önceki ayetlerde kıyamet günü bir zalimin pişmanlığı anlatılır:

25:27: "O gün, zalim ellerini ısıracak ve şöyle diyecek: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım!'
25:28: 'Yazıklar olsun bana! Keşke falanı dost edinmeseydim.'
25:29: 'Andolsun ki bana öğüt geldikten sonra o beni ondan saptırdı. Şeytan insanı yarı yolda bırakan bir hainmiş.'"

Bu üç ayet, bireysel pişmanlığı; 25:30 ise Peygamberin ümmet düzeyinde yakınmasını dile getirir. Yani 27–30 arası bir mahşer sahnesidir:

  • Bireysel pişmanlık (zalim kişi)

  • Toplumsal ve tarihsel pişmanlık (Peygamber’in ümmet hakkında şikâyeti)


3. Ayetin Sonrasındaki Bağlantılı Ayetler (25:31–33)

Bu ayetler, Allah’ın tesellisini ve Kur’an’ın indiriliş hikmetini anlatır:

25:31: “Biz her peygambere, günahkârlardan bir düşman kıldık...”
25:32: “O inkârcılar dediler ki: ‘Kur’an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?’…”
25:33: “Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, Biz onun doğrusu ve en güzel açıklamasını getirmemiş olalım.”

Bu devam ayetleri, 30. ayette geçen "mehcûr" oluşun nedenlerinden bazılarını da içerir:

  • Kur’an’ın parça parça inmesine itiraz

  • Peygamber’e düşmanlık eden günahkârlar

  • Söz oyunları ve örneklerle Kur’an’a karşı gelme


4. Mehcûr (مَهْجُورًا) Olmak Ne Anlama Gelir?

Kur’an’ın terk edilmesi birkaç şekilde olur:

  1. Okumamak – Fiilî terk

  2. Anlamamak / düşünmemek – Zihinsel terk

  3. Hükmünü uygulamamak – Amelî terk

  4. İnanç olarak yetersiz bulmak – İtikadî terk

  5. Onun yerine başka otoriteleri koymak – Kültürel/sistemsel terk

Ayetin bağlamı bunların tamamını içerir. Çünkü 25. surenin ana teması vahyin reddedilmesiPeygamberliğe itirazlar ve hakikatin değerini yitirmesidir.


5. Tematik Bağlam: Furkan Suresi'nin Ana Mesajı

Surenin ismi Furkān: "Hakkı batıldan ayıran"

  • Kur’an’ı furkān kılan Allah, onun terk edilmesini en ağır yakınmalardan biri olarak sunar.

  • Sûre boyunca Kur’an’a, peygambere ve vahye karşı argümanlar sıralanır:

    • 7–8. ayetlerde "Bu nasıl peygamber ki çarşıda geziyor?"

      1. ayette “Bize melekler gelmeliydi”

    • 4–5. ayetlerde “Bu, eskilerin masallarından ibarettir”

25:30 ayeti ise bu tüm karşı çıkışların özeti ve sonucu gibidir:

"Tüm bu bahaneler, aslında Kur’an’ı sistemli biçimde etkisizleştirme ve terk etme çabalarıdır."


6. Güncel Yorum / Evrensel Mesaj

25:30 yalnızca müşrik Arap toplumunu değil, her çağın Kur’an’la ilişkisini sorgulatır.
Bugün de Kur’an:

  • Dekoratif olarak var ama hayatın merkezinde değilse,

  • Okunuyor ama anlaşılmıyorsa,

  • Anlaşılıyor ama yaşanmıyorsa,

  • Anlatılıyor ama çarpıtılıyorsa,

  • Yüceltiliyor ama başka otoritelerin altına konuyorsa,
    bu ayet günümüz için de bir peygamberî şikâyet olarak geçerlidir.


7. Sonuç

Furkan 30. ayet, hem kıyamette vuku bulacak bir şikâyet, hem de her çağ için bir uyarıdır.
Kur’an’a salt kutsal bir metin değil, yaşayan ve yön veren bir furkan olarak yaklaşılmadığında, bu ayetin muhatabı biz de olabiliriz.


Fatiha ve Nas Sureleri kavramsal ters simetri


Kur’an’ın ilk suresi olan Fâtiha ile son suresi olan Nâs arasında, yüzeyde pek göze çarpmayan ama iç yapıda çok güçlü bir “kavramsal ters simetri”  ilişkisi vardır.
















Kuranda Harf–Tema ilişkisi...(ن) (ص) (ق)

Harf–tema ilişkisi, Kur’an’daki sembolik derinliği anlamak için en çarpıcı yollardan biridir. Bu yöntemde, hurûf-u mukattaa (açılış harfleri) ile başlayan bazı sûrelerdeki harfler, sure boyunca işlenen temaların ses, anlam ve kavram düzeyinde taşıyıcısı gibi davranır.

Şimdi sana üç özgün örnek veriyorum. Her birinde harf-tema ilişkisi hem fonetik hem kavramsal düzeyde nasıl kurulmuş, onu görelim:



Yâsîn Suresinde Merkezî Metafizik

Yâsîn Suresi hakkında Kur’an'ın kendisinden yola çıkarak “şaşırtıcı” bir gözlem yapacaksak, şüphesiz en dikkat çekici olanlardan biri, kalp (قلب) ve canlılık temaları etrafında dönen “merkezî metafizik” yapısıdır. Aşağıda Yâsîn Suresi’nin yapısına dair gerçekten şaşırtıcı bazı noktaları açıklayalım.




















Meryem Suresi dramatik ve anlam örgüsü


Meryem Suresi, Kur’an’daki en yoğun duygusal ve kavramsal derinliğe sahip surelerden biridir. Sadece Meryem değil, birçok peygamberin kıssası yer alır ve bunlar şaşırtıcı bir şiirsel, dramatik ve anlam örgüsüyle sunulur.



Yusuf Kıssasında Kurgu Derinliği 📖🧠

Yusuf Suresi, hem kurgu derinliği hem de anlam katmanları açısından Kur’an’ın en etkileyici surelerinden biridir.  Yusuf Suresi’nin nasıl bir anlam örgüsüyle örüldüğünü, tematik ve kavramsal simetrilerle nasıl şaşırtıcı bir bütünlük oluşturduğunu görelim.




















Diyanet ve Kuran Meali üzerine

Kur’an: Lafzı, Ritmi ve Manasıyla Bir Mucize

Kur’an, yalnızca bir mesaj değil; mesajın nasıl verildiğiyle de mucize olan bir hitaptır. Onu sadece anlam düzeyinde ele almak, onun çok katmanlı yapısını yüzeyselleştirmek olur. Çünkü Kur’an, lafzı ile manası iç içe geçmiş, söylenişiyle düşünceyi şekillendiren bir metindir. O yüzden yalnız anlamı değil, ifade biçimiyle de insanı akletmeye zorlar.


Bugün bazı kurumların ve kişilerin "mealler yeterlidir" ya da "mealler Kur’an’ı anlamak için temel metin olabilir" yönündeki beyanları, Kur’an’ın edebi boyutunu göz ardı eden indirgemeci bir yaklaşımdır. Zira bir meal, ne Kur’an’ın lafzî düzenini, ne kelime tekrarlarının fonksiyonunu, ne ayet sonlarındaki musiki etkisini, ne de söz sanatlarıyla örülü tefekkür çağrısını taşıyabilir.























Kur’an, bir akışa sahiptir. Bu akış, ses uyumları, geçiş motifleri, ani konu sıçramaları ve tekrarlarla zihni sabit kalıplardan kopararak düşünmeye zorlar. İşte bu yapı, yalnızca anlam düzeyinde değil; ifade, ritim ve ses düzeyinde de anlaşılmak zorundadır. Bu nedenle Kur’an, ancak kendi diliyle okunduğunda anlamı zihinde ve ruhta yankılanan bir hakikat musikisine dönüşür.


Şu gerçeği unutmamak gerekir:


Kur’an, "anlaşılmak"dan ziyade,  "derinlemesine düşünülmek" için indirilmiştir. Ve düşünme, sadece manaya değil; o manayı taşıyan kelime dizilimine, ses yapısına, sözdizimine ve seçilen kelimenin estetik ağırlığına da yönelmelidir.


Bu yüzden meal okuyan biri, Kur’an hakkında fikir sahibi olabilir, ama Kur’an’ın kendisini okumuş olmaz. Çünkü Kur’an anlamıyla olduğu kadar, biçimiyle de vahiydir.

29 Mayıs 2025 Perşembe

HURUFU MUKATTA "Harflerin Anlamları ve Sembolik İşlevleri"




Harflerin Anlamları ve Sembolik İşlevleri


1. Elif (ا) – İlahi Duruş ve Varlığın Ekseni

Ontolojik Anlam: Teklik, mutlak varlık, aşkın kudret
Temsil: İlahi varlığın birliği, insanın içsel istikameti
Sembolizm: Elif, dik çizgisiyle “tevhid”i, eğrilmeyen tek ve sabit kudreti simgeler. Varlığın ekseni ve insanın içsel duruşunun metafizik temelidir. Elif, vahyin aşkın kaynağıdır; ilahi kudretin en saf tezahürüdür. İnsan, Elif’in doğrultusuna hizalandığında varlığın anlamına ulaşır.


2. Lâm (ل) – Öğretici Kudret, Lisan ve Yönlendirme

Ontolojik Anlam: Kudretin hitap, hikmet ve öğretim boyutu
Temsil: İlahi öğreti ve rehberlik
Sembolizm: Lâm, Elif’ten gelen kudreti bilginin kalbe inişiyle ilişkilendirir. Kudretin hitap haline dönüşmesidir; ilahi kelamın hikmetle buluşmasıdır. Lâm, lisanla gelen rehberlik ve doğru yolun işaretidir.


3. Mîm (م) – Oluş, Rahmet ve Somutlaşma

Ontolojik Anlam: Varlığın ete kemiğe bürünmesi, rahmetin tezahürü
Temsil: İlahi kudretin hayatta tezahürü, vahyin tarihsel görünümü
Sembolizm: Mîm, ilahi hakikatin somutlaşması, hayat bulmasıdır. “Muhammed” ismiyle de ilişkilidir. Saff 6’da Ahmed olarak müjdelenen, tarihte Muhammed olarak somutlaşır. Vahyin oluş, diriliş ve insanlıkla buluşma boyutudur.


4. Râ (ر) – Hareket, Evrim ve Yükseliş

Ontolojik Anlam: Dönüşüm, evrimsel süreç, bilinç gelişimi
Temsil: Ruhsal tekâmül ve bilinç dönüşümü
Sembolizm: Râ, kudretin bilinçle buluşarak hareketlenişi ve yükselişidir. “ر” harfiyle biten ayetlerde anlatım çoğu kez devam eder; Râ devamlılık ve tekâmülün işaretidir. Elif–Lâm–Râ ile başlayan sureler, bu hareketi ve hikmet akışını yansıtır.


5. Ayn (ع) – Görme, Farkındalık ve Derin Bilinç

Ontolojik Anlam: İçsel görüş, basiret, hakikat farkındalığı
Temsil: Kalbin gözü ve derin içsel kavrayış
Sembolizm: Ayn, kalpteki ilahi görüyü simgeler. Bilgi ve kudretin içselleşmesi, basiret yoluyla kavranmasıdır.


6. Kâf (ك) – Kudret, Potansiyel ve Kader

Ontolojik Anlam: Yaratma kudreti, potansiyel, kaderin yazımı
Temsil: "Kün" emriyle oluş, kaderin işleyişi
Sembolizm: Kâf, "ol" emrindeki yaratıcı kudretin harfidir. Kudretin potansiyelden fiile geçişini, kaderin belirlenmesini temsil eder.


7. Nûn (ن) – Yazı, Kalem ve İlahi Kayda Geçirme

Ontolojik Anlam: İlahi bilgi kaydı, yazı ve kaderin yazılışı
Temsil: Levh-i Mahfûz’da yazılı kader
Sembolizm: Nûn, kalem ve yazıyla bilginin kaydedilişidir. İnsan bilinci bu yazıya açıldığında hakikate ulaşır. Bilginin sembolüdür.


8. Gâf (ق) – Güç, Kavrayış ve Derin İçrek Bilinç

Ontolojik Anlam: Ruhun derinlikleri, ilahi sırların kavranması
Temsil: Bilinç sınırı, sır kapısı
Sembolizm: Qâf, dağ gibi bir bilinç sınırıdır. İlahi sırları kavrayan derin içgörünün harfidir. Evrensel sırların eşiğidir.


9. Tâ (ط) – Saflık ve Tertemiz Bilinç

Ontolojik Anlam: Arınmış kalp, saf yöneliş
Temsil: En saf halde vahye muhatap bilinç
Sembolizm: Tâ, tertemiz kalbi simgeler. Peygamberin saf ve arınmış kalbine hitap eden ilahi bilginin işaretidir.


10. Sîn (س) – Bilinç Akışı, Dalga ve İlham

Ontolojik Anlam: Sezgi, ilham, dalgalı bilinç
Temsil: İlahi ilhamın inişi
Sembolizm: Sîn, sezgisel bilgi akışı, kalbe inişi temsil eder. Bilginin dalgalı şekilde bilinçte şekillenmesidir.


11. Hâ (ه) – Nefes, Hayat ve İlahi Varlık

Ontolojik Anlam: Hayatın nefesi, canlılık
Temsil: Allah’ın ruh üflemesiyle hayat
Sembolizm: Hâ, canlılık ve hayatın sembolüdür. İlahi soluk ve varlığın hayati boyutudur.


12. Sâd (ص) – Kalp, Saflık ve İlahi Sır

Ontolojik Anlam: Kalbin saf derinliği, kutsal sırlar
Temsil: İlahi bilginin korunduğu iç mekân
Sembolizm: Sâd, saf ve korunaklı kalbi simgeler. İlahi sırların saklı olduğu iç derinliği temsil eder.


13. Yâ (ي) – İnsan, İrade ve Muhataplık

Ontolojik Anlam: İrade sahibi insan varlığı
Temsil: İlahi kelamın muhatabı insan
Sembolizm: Yâ, insanı ve onun özgür iradesini simgeler. Vahyin muhatabı ve sorumluluk taşıyan varlık budur.


Harf Grubu Geçtiği Sureler Anlam / Açıklama
ا ل م (Elif Lâm Mîm) Bakara, Âl-i İmrân, Ankebut, Rum, Lokman, Secde Vahyin kaynağından, bağ kurarak dönüşüme giden süreç
ا ل ر (Elif Lâm Râ) Yunus, Hûd, Yûsuf, İbrâhim, Hicr Vahiy – geçiş – uyanış üçgeni
ا ل م ر (Elif Lâm Mîm Râ) Ra‘d Vahiy süreci + bilinçteki uyanış ve dönüşüm
ي س (Yâ Sîn) Yâ Sîn İlahi çağrı (yâ) + akış/süreklilik (sîn)
ط ه (Tâ Hâ) Tâhâ Doğrudan istikamet + ilahi nefes
ط س م (Tâ Sîn Mîm) Şuarâ, Kasas İstikamet – akış – dönüşüm: peygamberî yolculuk
ط س (Tâ Sîn) Neml İlahi istikamet ve akışta bilinçli hareket
ح م (Hâ Mîm) Mü’min, Fussilet, Şûrâ, Zuhruf, Duhân, Câsiye, Ahkâf İlahi hayat soluğu (ح) + dönüşüm/mühürleme (م)
ح م ع س ق (Hâ Mîm Ayn Sîn Kâf) Şûrâ Derin idrak (ع), süreklilik (س), son sınır (ق) — kapsamlı bilinç inişi
ح م ط س م (Hâ Mîm Ṭâ Sîn Mîm) (Toplu sembolik gönderme) İlahi soluk – istikamet – akış – dönüşüm çizgisi



Harf Anlamı Açıklama
ا Elif Vahyin Kaynağı İlahi eksen, mutlak varlık, teklik
ل Lâm Bağ kurma Bilinci vahye bağlayan geçit
م Mîm Dönüşüm İçsel/metafizik dönüşüm, yaratılış döngüsü
ر Râ Uyanış Bilincin silkinişi, vahyin yankısı
ن Nûn İçsel Bunalım Derin çöküş ve bilinç altı fırtına
ص Sâd Parçalanma Bilincin çözülüşü, sınırların kırılması
س Sîn Süreklilik Bilgi/eylem akışı, ilahi ritim
ط Tâ İstikamet Doğrudanlık, saf yöneliş
ه Hâ İlahi Nefes Hayat, nefes, canlılık ilhamı
ع Ayn İdrak Görme, anlama, içsel kavrayış
ق Kâf Bilincin Sınırı Kudretin sınır noktası, ontolojik eşik
ي Yâ Çağrı / Yakınlık Kişisel hitap, ilahi yakınlık vurgusu


Genel Değerlendirme

Hurûf-u Mukattaa harfleri, vahyin iniş süreciyle eşzamanlı olarak varlığın ve bilincin katmanlarını temsil eder. Elif ile başlayan tevhidî eksen, Lâm ile rehberliğe, Mîm ile oluşa dönüşür. Diğer harfler ise bu yolculuğun çeşitli bilinç hallerini ve kudretin yansımalarını simgeler. Her harf bir kapıdır; hem ilahi hakikate hem de insanın içsel dönüşüm yolculuğuna açılır.


UYARI / HATIRLATMA
Bu metinlerde yer alan yorumlar beşerî çabanın ürünüdür. Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde ölçün ve tartın. Doğruysa Allah’tandır, yanlışsa bizdendir.

🗝 Diğer konu başlıklarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kur’an’da eti haram olan yiyecekler

Kur’an’da eti haram olan yiyecekler konusunu genel hatlarıyla özetleyen bir ön değerlendirme yapalım. Bu, konunun çerçevesini kavramanı ve ileride hangi başlıkları derinleştireceğimizi netleştirir:

















İnsana Verilen Sorumluluk, Zulmün Kaynağı ve İlahi Adalet 🌍


Gazze’de yaşanan zulüm, insanlık vicdanını derinden yaralarken; birçok kişi bu acının hesabını adeta Allah’a sorarcasına, “Neden izin veriyor?” diye sorguluyor. Oysa Kur’an, zulmün doğrudan insan eliyle işlendiğini, Allah’ın adaleti ve rahmeti gereği zulmü asla onaylamadığını açıkça bildirir. Bu bağlamda Kur’an’da şu iki temel mesaj vurgulanır:

  1. Yeryüzünde zulmü işleyen insandır.

  2. Allah insanı yeryüzünde adaletle hükmetmekle sorumlu tutmuştur.

Aşağıda bu çelişkiyi ortaya koyan, zulmün failiyle ilahi adaletin yeri arasındaki farkı açıklayan ayet temelli bir çalışma yapalım.



Kur’an’da İmtihanın Anatomisi: Korku, Açlık ve Sabır Üzerine

Bakara Suresi 155. Ayet:

وَلَنَبْلُوَنَّكُم بِشَيْءٍ مِّنَ ٱلْخَوْفِ وَٱلْجُوعِ وَنَقْصٍۢ مِّنَ ٱلْأَمْوَٰلِ وَٱلْأَنفُسِ وَٱلثَّمَرَٰتِ ۗ وَبَشِّرِ ٱلصَّـٰبِرِينَ

Meali (Diyanet):
"Andolsun, sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile deneriz. Sabredenleri müjdele."



















“Hakikati Nereden Biliyorsunuz? – Elinizde Bir Kitap mı Var?”

Kalem Suresi 37. Ayet (68:37)
Arapça:
أَمْ عِندَكُمْ كِتَابٌ فِيهِ تَدْرُسُونَ

Meal:
“Yoksa sizin, içinde (böyle şeyler) okuyup durduğunuz bir kitabınız mı var?”

















Eyyûb Nebî Kıssası: Sabır, İmtihan ve İnsanın Direnci Üzerine Bir Tefekkür


1. Giriş

Kur’an kıssaları, hakikatin sembollerle anlatıldığı, insanın içsel yolculuğuna dair işaretlerle doludur. Bu kıssalardan biri de Eyyûb Nebî'nin kıssasıdır. Sadece hastalıkla değil, mal, evlat ve eşle sınanmış bir insanın, derin bir sabır ve tevekkülle Rabbine yönelişi anlatılır. Bu kıssa; musibetin mahiyetine, sabrın anlamına ve insanın sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğine dair derin bir tefekkür alanı sunar. Eyyûb ismi Arapça'da "çokça dönüş yapan, tekrar tekrar Rabbine yönelen" anlamına gelir ki bu, kıssanın ruhunu özetler niteliktedir.


















28 Mayıs 2025 Çarşamba

Daraba" (ضرب) fiilinin Kur’an’da kullanımları

 "Ḍaraba" (ضرب) fiilinin Kur’an’da hangi edatla ve hangi nesneyle kullanıldığı, anlamının tayininde belirleyicidir. Bunu sadece kök anlamla sınırlamak ciddi bir anlam sapmasına neden olur. Bu çerçeve, Nisa 4:34'teki “va-ḍribūhunna” ifadesinin doğru anlaşılması açısından son derece önemlidir.



















ABESE SURESİ "Vahyin Terbiye Edici Dili"




Allah ve Meleklerini bulut gölgeleri içinden gelmesini beklemek

 1. Gökyüzü: İlahî Yücelik ve Tanrılar Mekânı

◼ Gökyüzü, mitolojik sistemlerde:

  • Tanrıların yaşadığı yerdir.

    • Örn: Yunan mitolojisinde tanrılar Olympos Dağı’nın zirvesinde, göklere yakın bir yerde yaşar.

  • Yukarı âlem, yüce gerçeklik, sonsuzluk, kozmik düzen ile özdeşleştirilir.

  • Gökyüzü babadır, toprak ise anadır. Bu dualiteye birçok kültürde rastlanır:

    • Sümer mitolojisinde: An (gökyüzü tanrısı) ve Ki (yeryüzü tanrıçası)

    • Hint mitolojisinde: Dyaus Pitar (gökyüzü babası)



Görünür ve Gizli Benliğin Kulluğu

Görünür ve Gizli Benliğin Kulluğu: Kur’an’da “İns” ve “Cinn”in Bilinçsel Yorumu

Kur’an’da sıkça geçen “ins” ve “cinn” kavramları, geleneksel anlayışta insan ve cin isimli iki ayrı varlık türünü ifade eder. Ancak Kur’an’ın çok katmanlı ve sembolik anlatımı göz önünde bulundurulduğunda bu iki terim yalnızca türsel bir ayrımı değil, insanın bilinç düzeylerini, zahirî ve bâtınî benliğini temsil eden derin bir dil olarak da okunabilir.



Din Baronları "Ayetleri etkisiz kılmaya çalışanlar"


Kur’an’da geçen “ayetlerimizi etkisiz kılmak” (Arapça: يُعَاجِزُونَ فِي آيَاتِنَا veya benzeri kalıplar) ifadesi, lafzen “ayetlerimize karşı acziyet oluşturmaya çalışmak” anlamına gelir. 

Ancak bu ifadenin mecazî ve bağlamsal anlamı daha derindir. 



Ashâb ve Fil: Kur’an’da Eski Kavimlerin Toplumsal Gücü Üzerine Temsili Bir Okuma

Bu çalışma, Kur’an’daki “eski kavimlerin helakı” temasını, "ashap" (arkadaşlar, aynı çizgide olanlar) benzetmesiyle toplumsal yapılarına ve "fil" (güç, heybet, kibir) temsiliyle kudret iddialarına odaklanarak ele alır. Özellikle Fil Suresi ekseninde şekillenen bu analiz, Kur’an’ın kıssaları anlatmadaki pedagojik ve sembolik yönüne ışık tutmayı amaçlar.






UYARI / HATIRLATMA

Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

27 Mayıs 2025 Salı

Bozuk İnançlar ve Ahlaki Zaaflar

Bazı bireylerde ya da topluluklarda gözlemlenebilen ahlaki zaafların veya bozuk inanç temelli davranışların, dinî öğretilerin yanlış anlaşılması ya da saptırılmasıyla bağlantılı olduğu tespit edilebilir. Bu çerçevede, özellikle geleneksel Sünni, Şia, vahhabi vb. yoldan çıkaran hiziplerin bazı popüler yorumlarında rastlanan ve Kur’an merkezli yaklaşımla çelişen bazı bozuk inançları şöyle listeleyebiliriz:




















Karanlıkta Kalan Adalet: Zulmün Anatomisi Kur’an’a Göre ⚔️

Kur’an’a göre “zâlim” kavramı, hem etimolojik kökeni hem de Kur’an’daki kullanımları açısından çok katmanlıdır. Aşağıda bu kavramı hem kelime anlamı hem de Kur’an bağlamındaki kullanımı ile detaylı analiz edelim:



Yetime Baktın mı? Kur’an’da Salât ve Sosyal Vicdan


Kur’an’daki ibadet kavramı, sosyal ve ahlaki sorumluluklarla iç içe geçtiği anlayışa dayanır. Kur’an’da namaz (salât), sadece bireysel bir ritüel değil, kişinin toplumsal duruşunun, adalet ve merhamet temelinde şekillenip şekillenmediğinin bir göstergesi olarak ele alınır. 



26 Mayıs 2025 Pazartesi

İnce Hat; Rāʿinā Demeyin, Unẓurnā Deyin


“Rāʿinā Demeyin, Unẓurnā Deyin” — Kur’an’da Sözcük Seçiminin Ahlaki Bağlamı

Dil ve Ahlak Arasındaki İnce Hat




"Sen neden aldandın?"

"Seni Neyle Aldattı?" – Kur’an’dan Sarsıcı Bir Ders

"Ey insan! Seni, kerem sahibi Rabbin hakkında aldatan nedir?"
(İnfitâr, 82:6)

İnsanın Kendisine Karşı Tanıklığı

Unutulmuş Şahitlik: İnsanın Kendisine Karşı Tanıklığı




İbrahim Nebî’nin Hanîfliği

Hanîf olmak, Kur’an’ın birçok yerinde geçen ve özellikle İbrahim peygamberle özdeşleştirilen bir kavramdır. Kelimenin kökü ve Kur’an’daki bağlamları incelendiğinde şu anlamlar öne çıkar:



Lânetli Ağaç ve Fitne Rüyası 🌳

 İşte İsrâ Suresi 60. ayeti, "Beytü’l-Atîk", "şecer", "cennet" gibi temsilî sahneler ile ele alacağız.



24 Mayıs 2025 Cumartesi

Bahçe Sahipleri Kıssası 🌄

"Bahçe Sahipleri Kıssası: Vahyin Işığında Medeniyet, Adalet ve Paylaşımın Kıssası"




Kur’an’da ‘İblîs’ değil ‘Şeytan’la mücadele


Kur’an’da Şeytan: Bir Kişilik Değil, Bir Sistem Olarak Sapma Mekanizması


İblîs’in düşüşünden sonra başlayan epistemolojik sapma süreci ve “şeytan”ın Kur’an’daki çok katmanlı temsilleri






Kur’an’da şeytan, genellikle soyut bir “kötülük kaynağı” ya da insanları saptıran bir varlık olarak anlaşılmıştır. Oysa Kur’an’da şeytan çoğu zaman görünmeyen bir varlık değil, duyulabilir, konuşabilir, söz verebilir, dost edinilebilir ve hatta insan biçiminde zuhur edebilir bir güç olarak sunulur. Bu durum, şeytanın sabit bir varlık olmaktan çok, bir yönelim biçimi veya bilinç sapması sistemi olduğunu gösterir.

Kur’an’da şeytanın en temel işlevi, hakikatin üzerini örtmek, algıyı bozmak, dost görünerek egemenlik kurmak ve kişiyi/ toplumu kendi özgür tercihinden uzaklaştırmaktır. Dolayısıyla bu mücadele sadece bireysel bir “ahlâkî günah” meselesi değil, aynı zamanda şirk, tâğût ve epistemik işgal ile ilgilidir.


---

1. Şeytan ile İblîs Farkı: Başlangıç Noktasının Ötesi

İblîs, belirli bir olayda (Âdem’in yaratılışında) öne çıkan bir bilinç varlığıdır. Secde etmeyip kibirlenmiştir (Bakara 2:34).

Ancak “iblîs” kelimesi Kur’an’da toplam 11 kez geçerken, “şeytan” 88 kez geçer.

Bu da gösterir ki Kur’an için asıl mesele bir defalık isyan değil, bu isyanın doğurduğu kalıcı sapma mekanizmasıdır.

Şeytan, hem İblîs’in sürdürülebilir hali hem de onun dışında toplumsal, düşünsel, politik bir sapma sistemidir.



---

2. Şeytanın "Söz Vermesi" ve Aldatıcı Söylemi

“Şeytan size fakirlik vaat eder ve size çirkinliği emreder.” (Bakara 2:268)

“O (şeytan), Allah hakkında yalan söyler.” (Nahl 16:63)

“İş bitince şeytan der ki: Allah size gerçek sözü verdi, ben ise size söz verdim ama ben yalancıyım.” (İbrahim 14:22)


Burada şeytan sadece içsel dürtü değil, ideolojik bir söylem üreticisidir. İnsanlara sistematik şekilde umut, korku, çıkar veya cehalet yoluyla yanıltıcı bir hakikat sunar.


---

3. Şeytanın Sosyal Varlığı ve Dostluk Kurma Mekanizması

“Şeytanlar, kendi dostlarına vahyederler.” (En’âm 6:121)

“Allah’ı bırakıp şeytanı dost edinenler…” (Nisâ 4:38-41)


Bu ayetlerde şeytan bireysel iç dürtü değil, bir iletişim ağı, ilişki sistemi ve ideolojik aidiyet üzerinden işler. Bu da şeytanı sadece düşman değil, bir şirk ağı haline getirir.


---

4. Vesvese: Şeytanın En Sessiz Silahı

“Vesvese veren sinsi şeytanın şerrinden…” (Nâs 114)

Vesvese, sadece “fısıltı” değil, düşünce bozulması demektir. Sessiz bir yönlendirme, fark ettirmeden bilinç sapmasıdır.



---

5. Şeytanla Mücadele Ne Demektir?

Kur’an şeytandan korunmak için şu yolları önerir:

“Ona karşı bilinçli olun.” (Fussilet 36)

“Salât ile Allah’ı an.” (A’râf 200-201)

“Kendi nefsini tanı.” (Şems 91:7-10)


Bu mücadele bir “lanetli varlığa karşı” değil, hakikati örten her yapıya, düşünceye ve sisteme karşı direniş anlamına gelir.


---

Kur’an’da “Velî” ve “Evliyâ” Kavramları


Kur’an’da “Velî” ve “Evliyâ” Kavramları





23 Mayıs 2025 Cuma

ŞAŞIRTAN AYETLER 2 😱



Dil: Gerçekliği Yaratan Güç ✨🗣️



Hedef doğru ama araç yanlış !

Kur’an’da geçen “Allaha daha çok yaklaştırsınlar diye” ifadesi özellikle Zümer Suresi 3. ayetteki bir pasajla ilişkilidir. Bu ayeti orijinal Arapça metniyle ve ardından kelime kelime analizle ele alalım:



Adiyât Suresi: Nankörlüğe ve Hırsa Karşı İlahi Uyarı ✖️



Tağut’un Gölgesinde Şirk Düzeni, Tevhid’in Işığında Kurtuluş🔎

🔎Kur’an’ın Gölgesinde Kaybolan Din: Hadis, Âlim ve Tağut Üçgeninde Şirk




KUR’AN’DA İLAH EDİNİLEN ŞEYLER



















1. İlah Kavramı: Anlam ve Kapsam

Kur’an’da “ilah” (إِلٰه) kelimesi, “kendisine yönelinen, yardım istenen, boyun eğilen, otorite kabul edilen” anlamında kullanılır. Tek hak ilah Allah’tır (Lâ ilâhe illâ Hu). Bu, hem ontolojik hem de işlevsel bir tevhid ilkesidir (bkz. Bakara 255; Tâhâ 14).

Ancak insanlar, Allah’ın dışında bazı şeyleri fiilî veya sembolik olarak ilah edinirler. Bu, sadece putlara tapmakla sınırlı değildir; otorite, yasa koyma, bağlanma, korku ve sevgi gibi alanlarda Allah’tan başkasına yönelme de bir “ilah edinme” biçimidir.

2. Kur’an’da İlah Edinilen Unsurlar

a. Putlar ve Heykeller (Asnâm)

“Siz ve babalarınızın uydurdukları isimlerden başka bir şey değildir bunlar...” (Necm 23)

“Sadece bir takım taşlara, tahta parçalarına tapanlar” (Hac 31)


Putlar maddi nesneler olabilir; ama asıl vurgulanan şey, bu nesnelere yüklenen ilahi niteliklerdir (şefaat, koruma, rızık verme vb.).

b. Hevâ (Arzu, Nefsî Tutkular)

“Hevâsını ilah edinen kişiyi gördün mü?” (Câsiye 23; Furkan 43)


 İnsan kendi tutkularına boyun eğdiğinde, hayatını bu arzulara göre şekillendirdiğinde, onları adeta bir tanrı yerine koymuş olur.


c. Âlimler, Ruhban Sınıfı

“Onlar, hahamlarını ve rahiplerini Allah’tan başka rabler edindiler…” (Tevbe 31)


Buradaki “rab edinme”, Allah’a ait hüküm koyma yetkisini bu kişilere verme anlamındadır. (bkz. Tevbe 31, Maide 44)


d. Krallar ve Zorba Yöneticiler

“Firavun dedi ki: Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilahınız olduğunu bilmiyorum.” (Kasas 38)


Firavun’un kendisini ilah olarak sunması, sadece kendine tapılmasını değil, mutlak otorite ve yasa koyuculuk iddiasını ifade eder.


e. Mal, Servet, Çocuklar, Otorite

“Kadınlara, çocuklara, yığın yığın altın ve gümüşe… aşırı sevgiyle bağlanmak insanlara süslü gösterildi.” (Âl-i İmran 14)


Bu unsurlar da birer "ilah" olabilir; çünkü insan bunlar uğruna her şeyini feda edebilir, Allah’ın ilkelerini ikinci plana atabilir.


f. Şeytan

“Şeytanı veli (yakın-dost) edinenler...” (A’râf 30; Yâsîn 60)


Şeytanı ilah edinmek, onun telkinlerine uymak, onu hayat rehberi gibi izlemek anlamındadır.

---

3. İlah Edinmenin Anlam Boyutları

Kur’an’da bir şeyi ilah edinmek aşağıdaki fiillerle ilişkilenir:

İtaat etmek (taat) – (bkz. Tevbe 31)

Yasa koyma yetkisini tanımak – (Maide 44-50)

Sevgiyle bağlanmak – (Bakara 165)

Korkmak ve sığınmak – (Zümer 36-37)

Şefaat beklentisi – (Zümer 43-44)


---

4. Tevhid ve Yalnızca Allah’ı İlah Edinmek

“Sizin ilahınız tek bir ilahtır.” (Bakara 163)

“O’ndan başka ilah yoktur. O, her şeyin Rabbidir.” (En’âm 102)


Tevhid, sadece Allah’ı tanımak değil; O’ndan başka tüm otoriteleri, yasaları, korku ve sevgi nesnelerini ilah konumundan çıkarmaktır.

---

5. Kur’anî Uyarılar: İlah Edinmenin Sonuçları

“Allah’tan başka ilahlar edinmeyin. Sonra azaba uğrarsınız.” (Şuarâ 213)

“Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, yoksa azaba çarptırılanlardan olursun.” (İsrâ 39)



SONUÇ:

Kur’an’a göre, ilah edinme bir yönelme biçimidir: Kime/yere yöneliyorsak, onu ilahlaştırma riski vardır. Kur’an, insanın hem bilinçli hem de farkında olmadan yaptığı ilahlaştırmaları teşhir eder ve yalnızca Allah’a yönelmiş bir bilinç inşa etmeyi hedefler.


---

Sessizlerin Konuşması: Kur’an’da İntak Sanatı 🗣



Sessizlerin Konuşması: Kur’an’da İntak Sanatıyla Varlıkların Dil Bulması

Kur’an, sadece bir mesaj kitabı değil, aynı zamanda bir kelâm estetiğidir. Bu estetiğin en güçlü anlatım araçlarından biri, intak sanatıdır: Aslen konuşmayan varlıklara bilinç ve ifade yükleyerek konuşturmak. Kur’an’ın birçok yerinde dağlar, gökler, yer, deriler, uzuvlar, cehennem, hatta Kitap bile konuşur. Bu sanatsal tercih sadece bir anlatım süsü değil, derin bir varlık anlayışının dışavurumudur.

EMANET İnsanın Anlam Yükü 💢


Özellikle Ahzâb 33:72 ayeti merkezinde, “emanet”in sadece bir yükümlülük değil, aynı zamanda varlık bilinci, özgür irade ve anlam taşıyıcılığı olduğunu ortaya koyacağız.



Emr, Kelam, Levh-i Mahfûz

 “Emr” kavramını Kur’an’da izleyelim. Bu kelime Kur’an’da sadece “emir vermek” anlamında değil; aynı zamanda ilahi işleyiş, yaratılışın ardındaki düzenleyici ilke, hatta vahyin özü anlamında geçer.



Kurtuluş şefaatte değil 😔


"Kurtuluş şefaatte değil, Allah’tan gelen hak sözde, yani vahiyde gizlidir."




İNFİTÂR SURESİ 📜 Rabbin hakkında aldatan nedir?

📜 İNFİTÂR SURESİ – 



Size geldi mi Elçi ? 🗣

A’râf Suresi 35. ayet EVRENSEL MİDİR ?


A’râf Suresi 35. ayet şöyledir:

> “Ey Âdemoğulları! Size içinizden, âyetlerimi size anlatan elçiler geldiğinde, artık kim (günah işlemekten) sakınır ve (halini) düzeltirse, onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.” (A’râf 7:35)



Kur’an’daki Musibetlerin Modern Yansımaları 🩸

Firavun Dönemi Belaları



22 Mayıs 2025 Perşembe

ŞAŞIRTAN AYETLER 1 😱




İlgimi çeken şaşırtıcı ayetler🤔

Senin kıyametin ne zaman koptu?

Kur’an’daki içsel kıyamet teması



Resûl’e İtaat Edin, Nebi’ye Tâbi Olun


Resûl’e İtaat Edin, Nebi’ye Tâbi Olun: Kur’an Merkezli Bir Kavramsal İnceleme

Kur’an, dinî önderlik makamlarını “resûl” ve “nebi” kavramlarıyla temellendirirken, bu iki sıfatı birer "makam" veya "rütbe" olarak değil; birer işlev, bağlam ve görev ilişkisi içinde tanımlar. Bu nedenle Kur’an’daki “Resûl’e itaat” ve “Nebi’ye tâbi olmak” emirleri, yalnızca tarihsel şahıslar üzerinden değil, her dönemde geçerli olan vahiy-insan ilişkisini tanımlayan temel ilkelerdir.