21 Haziran 2012 Perşembe

Kuran ile nasıl bir ilişki içindeyiz?

Kur`an bizim için ne ifade ediyor?

 Onunla nasıl bir ilişki içindeyiz?

Anlam dünyamızda ve hayatımızda neye karşılık geliyor?

Davranışlarımızı ve düşünce kalıplarımızı o mu belirliyor?

Yani, Kur`an`ın içinden mi konuşuyoruz?

 Hayata onun pencerelerinden mi bakıyoruz?

Yoksa Kur`anın dışında bir yerde duruyoruz da onu, yaptılarımızı meşrulaştıracak bir kutsal araç veya kendimizi kutsama vesilesi olarak mı görüyoruz?

Akidemizin, inanç, ilke ve prensiplerimizin kaynağı Kur`an`a mı dayanıyor?

Evimizde ve çalışma hayatında onun koyduğu temel ilkeler çerçevesinde mi hareket ediyoruz?

Çevremizle ilişkilerimizi, gündelik hayatımızı, ahlak anlayışımızı, mezhep ve peygamberlik algımızı, ilme, sanata, eğitime, siyasete, ekonomiye, teknolojiye, şehirleşmeye, göçebeliğe vs. bakışımızı Kur`an mı belirliyor?

Kur`an dediğimizde ne anlıyoruz?

 Onun nasıl bir metin olduğu konusunda bir fikrimiz var mı?

Ona yaklaşma biçimimiz nasıl?

Bizim için ne kadar kutsal veya onun kutsallığını neyinde ve nerede görüyoruz?

Onu dinlemekten mi okumaktan mı daha çok hoşlanıyoruz?

Kur`an okumak deyince ne anlıyoruz?  

Metninden mi mealinden mi okuyoruz?

Kur`an`ın metninden/yüzünden tecvid kurallarına göre okuduğunuz da mı, Mealini okuduğumuz da mı daha çok huşu duyuyoruz?

Herhangi bir mealden, baştan sona kaçkez Kur`an meali okuduk?

Onu okurken herhangi bir yöntem ve metodoloji takip ettik mi?

Okuduğumuz bütün bölümleri anladık mı?

Anladıysak mevcut kabul ve anlayışlarla, anladıklarımız arasında herhangi bir fark gördük mü?

 Eğer bazı farklar gördüysek, bu farklılıklar bizi farklı bir davranışa sevketti mi?

 Ettiyse çevremizden nasıl bir tepki aldık ve bu tepki bizi nasıl etkiledi?

Anlamadığımız bölümlerle ilgili olarak nasıl bir yol izledik?

O bölüm ve konuyu öyle anlamadan mı bıraktık yoksa başka kitaplara veya bizden daha bilgili olduğuna inandığımız kişilere sorarak öğrenmeye mi çalıştık?

Kur`an ve mealleri aynı şey olarak mı görüyoruz?

 Mealin metnine, mütercimin herhangi bir dahlinin olduğunu, manasında herhangi bir eksiltme ve arttırmada bulunabileceğini düşünüyor muyuz?

 Mütercimin dahlinin olmayacağı bir meal yapmak mümkün müdür?

Meal okurken, okumadan önce sahip olduğumuz algı ve anlayışlarımızı nereye koyuyoruz?

Bir yere koyamayacağımıza, onları kovamayacağımıza, yok sayamayacağımıza göre daha önceden sahip olduklarımız, bildiklerimiz, okuyacaklarımızı, yeni öğreneceklerimizi belirlemeyecek, en azından yönlendirmeyecek midir?

Bu durumda meal okumamız bize ne sağlayacaktır? (bu durum elbette her tür metni okuma için de sözkonusudur.)

Bir müslüman olarak anlayış, inanç, düşünce ve pratiklerimizi doğrudan Kur`andan çıkarmıyorsak, bunu kendimize nasıl izah ediyoruz?

Başka araçlar kullanarak, örneğin geçmiş ve günümüzde yaşayan kişilerin çalışmalarından veya birebir hocaefendilerden alıyorsak, aldıklarımızın Kur`an`ın emirlerinin birebir yansımaları olduğunu nereden biliyoruz veya kendimize böyle bir soru soruyor muyuz?

Yok eğer her şeyi kendimiz Kur`an`dan veya mealinden çıkarıyorsak bunu hangi kural, yöntem ve metodolojiye göre yapıyoruz?

Mealden okuduklarımız inançlarımız ve amellerimiz mi oluyor?

Meali yapanın ve bizim algımızın zihnimizi yönlendirmediğinden nasıl emin olabiliyoruz?

Üstelik binbeşyüz yıl öncesinin kelimeleriyle o dönemin coğrafyasına ve sosyo-kültürel ortamına inmiş bir metni, bugünün kelimeleriyle bugünün coğrafyasında ve sosyo-kültürel ortamında nasıl yeniden inşa edeceğiz?

Öğrendiklerimizi ister doğrudan meallerden veya Kur`an metninden, isterse kişi ve kurumlardan öğrenelim, öğrendiğimiz şey ne kadar Kur`an olacaktır?

Kur`an`ın binbeşyüz yıl öncesinin Mekke`sine, o yörenin diliyle gelen sözel bir metin olduğunu ve bugünde müslümanlar olarak ona uyup uymayacağımızdan sorumlu olduğumuzu bilerek; Kur`an, bizim için ne ifade ediyor sorusunu yeniden soralım ve yukarıdaki soruların cevaplarını beynimizi ve yüreklerimizi de yokladıktan sonra sahici olarak verelim.

Yoksa biz kendimizi mi aldatıyoruz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder