20 Haziran 2012 Çarşamba

Bir Hakikat Var AHLAK

 


Doğru olan; Otobüste yaşlılara yer verilmelidir. Sadece yaşlılar değil aslında, yolculuğu ayakta geçiremeyecek kim olursa olsun o şahsa yer verilmelidir. Bu doğru bir davranıştır çünkü zamanın birinde biz de oturmaya ihtiyaç duyabiliriz. Ahlaklı olmak bunu gerektirir. Birileri kalkmıyor, yer vermiyor diyerekten yer verecek gücümüz de varken "onlar vermiyorsa ben de vermem" demek doğruyu katletmektir.

Doğru olan; Darda kalmışla yolda kalmışa el uzatılmalıdır. Bir gün kendimizin de başına gelebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. "Artık yardım edilecek zaman değil", "kimseye güven olmuyor" deyip yardım etmemek, el uzatmamak bir doğrunun katline yardımcı olmaktır. Eve alamıyorsak bile bir tas çorba verip bilmediği yerlerde ona yol göstermek bile yeterlidir. Borç dahi veremiyorsak yanında durmak gereklidir. Ahlak bunu gerektirir.

Doğru olan; Bir kişiye sebepsiz, onu incitmeden maddi yardım da bulunmak/infak etmek gereklidir. Herkes akıllı, herkes güçlü, herkes o an için bir iş sahibi olamayabilir. Ahlak sahibi olmak buradan geçer. Bir gün biz de birilerinin maddi yardımına ihtiyaç duyabiliriz. "Çoluğum çocuğum için biriktiriyorum, veremem" demek ahlaklı olmaya sığmaz. Kim garanti ediyor ki çoluk çocuk hep beraber yarın bir evde bir depremde ölmeyeceğini.

Bize bir ahlak lazım dostum. Bize doğrular lazım. Bir hakikat var dostum!

Doğru olan; Hak olan yolda birileri mücadele veriyorsa, ona omuz verip destek çıkmak doğrudur. Zalime baş kaldırılmışsa mazlumun yanında olmak haktır ve gerçektir. Ahlak bunu gerektirir. Yarın bizde haksızlık görebiliriz. Yarın bizde mazlumların safına katılabiliriz. Hakkı savunmak doğrudur, ahlak bunu gerektirir.

Doğru olan; İşsiz kalmış birisine el uzatmak doğrudur. Düşene vurmak ahlaklı olmaya sığmaz. Düşen yerdeyken müstekbirler safında yer almak hakikati aşağılamaktır. Düşeni dinlemeden müstekbiri dinlemek ahlakın ve doğrunun değil gücün yanında olmaktır. Bir hakikat var dostum. O hakikat kendi yanında olmanı ister ancak.

Ahlak var dostum.

Şeytana uyup da ezilmişe, darda kalmışa yardım etmezsin; şeytana uyup da şeytanın dedikleri hoşuna gider, mal hoşuna gider, bu dünyaya saplanıp kalırsın diye bir ahlak var. Sen ahlaksız mısın?

Doğrular silindikçe zihinlerden yanlışlar kuşatıyor her yanı. Yanlışlar doğruymuş gibi geliyorsa orada ahlak yoktur dostum. Ahlak yoksa nasıl bileceğiz kim haklı kim haksız. Adalet mi yeter sanıyorsun dostum ahlak olmayınca. Doğrusu eğri bir adalet mi olur?

Kuran yok mu dostum?

Kur’an’ın hakikati yok mu? Kimse takmıyor Kur’an’ı diye Kur’an yok mu? Kur’an ahlaklı olmayı emretmiyor mu? Kur’an’ın hükümlerini yalın kılıç korumaya çalışanlar da yanlış gösterilmiyor mu? Hangi Kur’an diye bir soru ne kadar çok sorulup duruyor da zihinlerde “acaba” soruları çalkalanıyor farkında mısın?. Kur’an hakikattir dostum. Bir hakikat var. O hakikat: “Darda ve yolda kalmışa yardım edin” diyor. O hakikat: “Malınızdan infak edin” diyor. O hakikat: “Allah yolunda/Hakikat yolunda mallarınızla canlarınızla cihat edin” diyor. O Kur’an’ı okuyup anlayamayanların vay haline diyor Kur’an.
 En büyük yanlış da zaten bu değil mi: "Kur’an’ı okuyup anlayamamak", "Ben anlamam deyip zalimlerle taraf olanların ağzından Kur’an’ı dinlemek".

 Işık azaldıkça karanlık çoğalır dostum. Bir hakikat var dostum. O hakikat bizi çağırıyor.

  O hakikat "doğrular ne olursa olsun yapılmalı" diyor. O hakikat "ahlaklı olun" diyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder