20 Haziran 2012 Çarşamba

DİNDE AYRIŞMA

0
18

İslam Dininde Bölünme Yolları


Günümüzde İslamı anlatan, hatta gelin gerçek İslamı sizlere yaşatalım diyen topluluklar, tarikatlar, cemaatler görürüz. Hepside aynı peygambere, aynı kitaba iman ettiği halde, inanılmaz farklılıklar göze çarpar. Bu tarih boyunca da farklı boyutlarda devam etmiş, günümüze kadar gelmiştir. Aslında bu farklılıklar, yalnız İslam dininde değil, diğer ehli kitap dinlerinde de görülmektedir.

Peki, nedir bu farklı olanlar ve neden farklı? İşte sizleri düşünmeye davet etmek istediğimiz konu, bu farklılıkların neler olabileceği, nedenleri konusunda olacaktır. Biz bazı konulara sizlerin dikkatinizi çekmek istiyoruz. Bu yazıyı okurken inanıyoruz sizlerde, yapılan başka yanlışları hatırlayacaksınız. Çünkü saymakla bitmezde ondan.

Önce düşünelim. Allah bizlerden ne istiyor ve bu istediklerini açıkça belirtmiş mi? Burası önemli. Sorumlu olduklarımız tek tek açıklanmış ve apaçık belirlenmiş mi?

Gelin önce bu sorumuza, Kur’an dan cevap arayalım. Sanırım tek bir ayet dahi, aklını kullanana yeterli olacaktır.

Zühruf 44: Doğrusu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Allah aslında çok açık bir tebliğde bulunmuş ve demiş ki; Sizlerin sorumlu olduğunuz kitap Kur’an dır. Allaha güvenen, ona dayanan bir insan, bu kadar açık bir hükmü göz ardı ederek yaşıyorsa, sanırız Kur’an ı doğru anlaması ve İslamı Allah'ın emrettiği yolda yaşaması, mümkün olmayacaktır.

Şu soruyu kendimize soralım. Allah sizleri bu kitaptan sorumlu tutacağım diye hüküm verdikten sonra, bu kitabın vermediği bir hükümden de, sizce bizleri sorumlu tutar mı? Aklı olana her şey o kadar kolay ki. Onu kullanmayana, sanırız ne yapsak fayda etmeyecektir.

Nefsimize sormamız gereken bir başka soru daha. Acaba bizleri imtihan edeceğini apaçık söylediği bir rehber kitap, bizlere gerekli olan her şeyin olmadığı, herkesin anlayamadığı, zor anlaşılan bir kitap olabilir mi? Bu sorulara doğru cevap bulan, yaptığımız yanlışların ana nedenini anlayacaktır.

Aynı kitaba inandığımız halde, farklı İslamı yaşamamız, Allahın ayetlerine gereği gibi iman etmediğimizden kaynaklanmaktadır. Bakın Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim dediği halde, bizler neler söylüyoruz Allah ın rehberine?

İslamı doğru yaşamak istiyorsanız yalnız Kur’an yetmez. Çünkü Kur’an özet bilgiler verir ve herkes anlayamaz. İslamı doğru yaşamak isteyen, fıkıh, hadis, akaid, ilmihal kitaplarından öğrenmelidir.

Ne dersiniz, bu düşünce doğru diyebilir miyiz? Allah sizlere rehber olsun diye gönderdim diyor Kur’anı, fakat biz Rabbin rehberine neleri layık görüyoruz. Aldığımız bir cihazın, kullanma kılavuzuna bile böyle bir saygısızlık yapmayan bizler, nasıl olurda Rabbin katından bizlere, rehber, kılavuz olsun diye indirdiği Kur’ana bu saygısızlığı yaparız, doğrusu anlamakta güçlük çekiyoruz.

Ne yazık ki günümüzde, genelde bu soruya verilen cevap, yukarıda yazdığımız düşünce doğrultusunda olduğu içindir ki, bizler sayısını dahi bilemediğimiz bir şekilde bölünmüşüz. Bölünmeye de devam ediyoruz. Hâlbuki Allah sakın, dinde bölünmeyin, sizlere kolay anlaşılır, detaylı, aklını kullanana anlayabileceği bir kitap gönderdim, demiyor muydu? Yüce Rabbimizi dinleyen bile yok.

Kur’anda her şey yoktur diyerek bizleri, beşerin birbirinden çok farklı, fıkıh, hadis külliyatlarına yönlendirmeleri, bölünmenin ana kaynağını oluşturmuştur. Halbuki Allah bizleri Kur’an dan sorumlu tutmamış mıydı? Sizce Kur’an da her şey açıkça anlatılmış olmasaydı, Rahman böyle bir ayet indirir miydi? Bakın Allah Kur’an için ne söylüyor, bu ayetleri apaçık tebliğ alan bizler, bu rivayetlere inanırsak, elbette kendi nefsimizde yarattığımız bir dine inanmamız kaçınılmaz olacaktır.

Enam 38: Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitap’ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.

Nur 34: Yemin olsun ki, size, gerçeği açık-seçik anlatan ayetler, sizden önce gelip geçmiş olanlardan örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik.

Araf 174: İşte ayetleri böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz, olur ki dönerler.

Yüce Rahman açıkça, biz bu kitapta hiçbir eksik bırakmadık dediği halde, bizler bu kitapta her şey yoktur diyorsak, gittiğimiz yol sizce Allah a ulaşır mı? Sizlere gerçeği açık seçik ve ayrıntılı verdik dediği halde, bizler bu kitap için hala inatla, özet bilgiler vardır demeye devam edersek, bize öğretilenleri Kur’an da bulamadığımızda, bakın her şey yazmıyormuş Kur’an da diyerek büyük yanlış yaparsak, sonumuz nice olur ey insanlar ?

İşte sizlere, yüzlerce farklı İslam yaşanmasına neden olan yol ve yöntemden, bazı örnekler sunduk. Bunları söyleyenlere inandığımızda, kendimizce birçok inanç sistemleri yaratırız. Elbette böyle bir yol izlediğimizde, öyle farklılıklar çıkacaktır ki, sonunda bizlerde neye inanacağımızı şaşırmamız, kaçınılmaz olacaktır.

Bir arkadaşımız  bir yazıya verdiği cevapta, bakın neler söylemiş.

(Eğer aklınız ile konuları çözümlemeye çalışıyorsanız boşuna kürek sallarsınız. Çünkü Din akıl terazisi ile ölçülmez. Eğer herkes kendi aklına göre İslam dinini yaşamaya çalışırsa, o zaman binlerce ortaya İslam dini ortaya çıkar. )

Aslında içinde bulunduğumuz yanlışı, bu sözler çok iyi anlatıyor. Allah Kur’an da bizlere nasıl bir yol yöntem izlememizi emrediyordu? Aklını kullanmayı bırak ta, verdiğim emirlere mi bak diyordu? Yoksa tam tersini yaparak, gönderdiğim ayetler üzerinde düşünün, aklınızı kullanın ve sakın velilerin ardına düşmeden, doğru yolu bulun mu diyordu?
İşte aynı kitaba inandığımız halde, belki de birbirinden çok farklı, yüzlerce İslam dini yaratmamızın ana kaynaklarından biriside, bu düşüncenin altında yatıyor. Önemli olan baktığımız pencerenin, doğru pencere olup olmadığıdır. Kur’an penceresinden bakmayıp, edindiğimiz velilerin (PUTLARIN ki bizi Allaha yaklaştırdığına inanılıyor. Bazılarıda şefaat ummuyorlar mı?penceresinden bakan, elbette Rabbin gerçeklerini de göremeyecektir.

Gelin bu soruyu Kur’ana soralım. Bakalım Allah aklımızı kullanmadan mı iman etmemizi istiyor, yoksa tam tersine aklımızı özellikle kullanmamız önerisinde mi bulunuyor? Birkaç örnek verelim.

—Yunus suresi 100. ayetinde, Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır der ve bizleri uyarır.

—Aliimran 7. ayetinde Allah, ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar, diyerek düşünmenin önemine işaret eder.

—Bakara 197. ayetinde Allah, Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının uyarısı ile akla atıfta bulunur.

_Maide suresi 58. ayetinde Allahın ayetlerini düşünmeyen kullarına seslenişi de düşündürücüdür. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum olmalarındandır.

— Enfal 22. ayetinde, Allah katında en kötü kişilerin bakın kimlerin olduğunu söylüyor. Akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.

Bu ayetlere benzer yüzlerce ayet vardır ki, Rabbimiz bizleri akılla, düşünerek imanımızı yaşamamızı ister. İşte bu ayetleri görmezden gelip, beşerin sözlerine inananlar, elbette aynı kitaba iman ettiğimiz halde, farklı inançlar yaratıp, peşinden koşacaklardır.

Hastanın tedavisi için, önce doğru teşhis koymak gerekir. Allah velilerin ardına düşmeyin, din ve iman adına veliniz yalnız benim diyen Rabbimize kulak vermeyen bizler, elbette kendi nefsimizce edindiğimiz veliler sayesinde, farklı inançlar, dinler yaratmamız kaçınılmaz olacaktır.

Bizlerin unuttuğu bir şey var, oda bu Dünyada imtihanda olduğumuz gerçeğidir. Okulda nasıl imtihan olduğumuzda, çok farklı notlar alınıyor ve her öğrenci okul bitiminde çalıştığı, çaba gösterdiği ölçüde başarı sağlıyorsa, bizlerde Allah katında imtihanımızı, bizzat kendimiz yaşamalıyız. Hiç kimse bir diğerinden, kopya çekerek aklını kullanmadan, çaba göstermeden, Allahın rehberi ile buluşmadan, başarılı olacağını sanmamalıdır. Çünkü kopya çekmeye çalıştığı kişinin verdiği cevaplarının doğru olduğunu bilmeden, bizlerinde aynı hatayı yapma riskimizin olduğunu unutmamalıyız.

Bizlerin Yaratıcısı Rahman, bizleri imtihan edeceği kitabı, yemin ederek kolaylaştırdığını söylediği halde, bu kitabı herkes anlayamaz, Kur’an da her şey yoktur, onu veli insanlar anlar diyerek, imtihan olacağımız kitabı ve sorumlu olduğumuz konuları değiştirenlerin peşi sıra gidenler, elbette farklı İslam anlayışı içinde olacaklardır. Sizce bunu yapanların, Rabbin imtihanından geçer not alma şansı ne olabilir? Bu sorunun cevabını Rabbin huzurunda, hep birlikte göreceğiz.

Biz bütün yazılarımızda, özellikle aynı konu üzerin de durup, dikkatinizi çekmeye çalışıyoruz. Oda Kur’an ı anlayarak okumak ve Rabbin ayetlerini bir bütün olarak düşünmeye davet etmektir. Bunu yapanları hiç kimse, Allah ile asla aldatamaz, kandıramaz.

Hepimiz Kur’anın öğrencisi olurda, onun nurundan nasiplenmek adına çaba harcarsak, bir gün Kur’an ın nuruyla gözlerimiz ve gönlümüz parlayacaktır. İşte bundan sonra, yanlış yapmamızda mümkün olmayacaktır.

Dileriz Allahın verdiği aklı kullanan, sorumlu olduğumuz Kur’an ın ipine sıkı sıkı sarılan ve Kur’an ın nuruyla gözleri ve gönlü parlayan, Rabbin halis kullarından oluruz.

1 yorum: