Bu Blogda Ara

4 Haziran 2025 Çarşamba

KURANDA FAKİR " Omurgası kırılmış"

“Fakir” kavramı Kur’an’da sadece ekonomik bir yoksulluk değil, çok daha derin bir varoluşsal durum olarak ele alınır. Aşağıda bu kavramın etimolojisi, Kur’an’daki kullanımı ve anlam katmanları üzerine detaylı bir analiz yapalım.



















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Facir 4 🔹 Dijital Çağda Fücûr



Dijital Çağda Fücûr: Sınır Tanımazlığın Yeni Yüzü

Kur’an’da “fücûr”, fıtratın örtülmesi, bozulması ve insanın kendisini hakikatten uzaklaştırması anlamına gelir. Dijital çağ ise bu süreci yalnızca bireysel bir sapma değil, algı mühendisliği ve kimlik aşındırma mekanizmaları üzerinden sistemli bir şekilde yürütmektedir.



















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Facir 3 🔹 Ahlâki Çürümenin Kodları



Fücûrun Modern Yansımaları: Ahlâki Çürümenin Kodları

Modern çağ, insana büyük teknik imkânlar sunarken aynı anda onu derin bir anlamsızlık ve sınırsızlık krizine sürüklemiştir. Kur’an’da “fücûr” olarak tanımlanan ahlâki çözülme, bugün çok daha karmaşık ve sistematik formlar almıştır.



















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Facir 2 🔹 "Fücûr ile Takvâ Arasındaki Varoluşsal Gerilim”



Kuranî Bağlamda Nefsin İki Yolu


Kur’an’a göre insanın en temel gerçekliği, iç dünyasındaki yönelişlerdir. Bu yönelişler iki kutupta toplanır: fücûr (ahlaki dağılma, sınır tanımazlık) ve takvâ (kendini tutma, içsel denge). Bu iki kavram, özellikle eş-Şems 7–10 ayetlerinde şöyle geçer:

> “Nefse ve onu şekillendirene andolsun ki; ona fücûrunu ve takvâsını ilham etti.”
(Şems, 91:7–8)



















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Facir 1 🔹 "ahlaki çözülme, içsel patlama ve sınır tanımazlık"

Kur’an’da "facir" (فاجر) kavramını mercek altına alalım. Bu kavram, yüzeyde "günahkâr" gibi çevrilse de, derinlemesine bakıldığında ahlaki çözülme, içsel patlama ve sınır tanımazlık gibi zengin anlam katmanlarına sahiptir.



















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Kur’an’da Yahudi ve Nasrani kimliği 📚



1. Kur’an’da Yahudi ve Nasrani kimliğinin tarihsel/kavramsal analizi


2. Bu kimliklerin günümüzdeki düşünsel ve dinî yansımaları






















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Fatiha, "Gazaba uğrayanlar" ve "Sapmışlar"🔯✝️

Kur’ân’daki "Yahudî" ve "Nasrânî" kavramlarını, Fâtiha Suresi bağlamında değerlendirmek oldukça anlamlıdır. Çünkü Fâtiha Suresi, tüm Kur’ân’ın özeti niteliğindedir ve insanlık tarihindeki temel inanç sapmalarına karşı hakikatin yönünü gösteren bir duadır. Bu bağlamda Yahudiler ve Nasranîler, Fâtiha’nın son ayetinde geçen "gazaba uğrayanlar" ve "sapmışlar" şeklinde nitelendirilen iki tarihsel-dinî prototipin örnekleridir.



UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Kur’an’da Melek Kavramı: Kavramsal ve Bağlamsal Bir İnceleme🔎








Kur’an’da Melek Kavramı: Kavramsal ve Bağlamsal Bir İnceleme

Kur’an’da melek kavramı, hem sözcük kökeni hem de bağlamsal işlevi itibariyle oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Bu kavram, sadece geleneksel anlamda "kanatlı, nurdan yaratılmış varlıklar"ı değil; aynı zamanda ilahi buyrukları uygulayan, evrensel düzeni sürdüren ve vahiy sürecine katılan güçleri de kapsar.


I. Melek Kelimesinin Kökeni ve Kavramsal Anlamı

Kur’an’da geçen مَلَك / melek kelimesi, çoğul biçimiyle ملائكة / melâike şeklinde de yer alır. Kavramın kökeni hakkında klasik dilciler çeşitli görüşler ileri sürmüş olsa da, Kur’an bağlamı bu kavramı en temelde şu iki eksende tanımlar:

1. Elçilik ve Görevlilik (İlahi İletişim Aracı)

Kur’an, melekleri sıkça Allah’tan aldıkları buyrukları insanlara veya doğaya ileten varlıklar olarak tanımlar:

“O, kullarından dilediğine, ‘uyarın’ diye kendi emrinden olan Ruhu meleklerle indirir.”
(Nahl 16:2)


Bu kullanımda, melekler vahyin taşınmasında elçilik işlevi görürler.

2. Yürütücü Güç / Kudret Temsilciliği

Bazı ayetlerde melekler, ilahi iradenin doğa ve insan üzerindeki etkisini uygulayan güçler olarak tanımlanır:

“Melekler ve Ruh, onun izniyle her iş için inerler.”
(Kadr 97:4)


“Sizi ölüm anında melekler vefat ettirir, onlar yaptıklarınıza gaflet etmezler.”
(En'am 6:61)


Bu bağlamda, melekler yalnızca haber getiren değil, aynı zamanda ilahi sistemin yürütücüsü olan kozmik güçlerdir.


---

II. Meleklerin Niteliği: İnsanüstü Varlıklar mı, Yaratılış Yasasının Temsilcileri mi?

Kur’an’da melekler:

Allah’a karşı gelmeyen (Tahrim 66:6),

Sadece emredileni yapan (Enbiya 21:26–27),

Yalnızca Allah’a ibadet eden (Nahl 16:49–50),

Kendi başlarına konuşmayan ve eylemde bulunmayan (Enbiya 21:27),

Cinsiyet atfedilmesi reddedilen (Nahl 16:57–62; Saffat 37:149–153)
varlıklar olarak tanımlanır.


Bu nitelikler, meleklerin birer bağımsız özne değil, Allah’ın buyruklarını yerine getiren irade dışı işleyen güçler (yasa/kanun) olduğunu düşündürür.

Bu durumda, Kur’an’daki melek kavramı, hem zihinsel-ruhsal güçler (vahiy alma, uyarılma, ilham) hem de kozmik-doğal güçler (ölüm, rüzgarlar, doğa olayları) düzeyinde ilahi sistemin işleyişini sürdüren görevliler olarak anlaşılabilir.


---

III. Kur’an’da Meleklerin Görev Alanları

Kur’an, meleklerin birçok görevde yer aldığını belirtir. Bu görevler, onları insan yaşamının her aşamasında ve evrenin işleyişinde etkin kılar:

1. Vahiy ve Bilgi Taşıma

Melekler, peygamberlere vahyi ulaştıran araçlardır. (Bakara 2:97; Nahl 16:2)


2. Ölüm ve Sonrası

Melekler, can alma (En’am 6:61; Secde 32:11), ölüm anında müminlere selam verme (Nahl 16:32) gibi süreçlerde yer alır.


3. Koruyuculuk ve Gözetim

“Her insan için önünden ve arkasından izleyen, Allah’ın emriyle onu koruyan gözcüler vardır.” (Ra'd 13:11)

“İnsan, ne söz söylerse yanında hazır bir gözetleyici (rakīb ‘atīd) vardır.” (Kāf 50:18)


4. Doğal Olayların İşletilmesi

Melekler rüzgarı, yağmuru, azabı yönlendirirler (Bakara 2:210; Hicr 15:8; Mürselât 77:5)


5. Kıyamet ve Mahşer Süreci

İsrafil’in sûra üflemesiyle başlayan süreçte melekler, yargılama ve ceza aşamalarında da görev alır (Zümer 39:68–75).

---

IV. Temsili Değil, İşlevsel Bir Kavram

Kur’an’da melek, hiçbir zaman sembolik ya da mitolojik bir varlık olarak sunulmaz. Kanatları olması (Fâtır 35:1) ya da "kuvvetli elçi" olarak tanımlanması (Tekvîr 81:19) gibi ifadeler, onların işlevlerini ve süratlerini tanımlayan temsillerdir. Kur’an, melekleri:

İnsanlaştırmaz,

Cinsiyet atfetmez,

Onları tanrısallaştırmayı şirk sayar (Necm 53:26–28).


MELEK VE KANATLAR

Kur’an’da meleklerin “ikişer, üçer ve dörder kanatlı” olarak nitelendirilmesi, genellikle Fâtır 35:1 ayetine dayandırılır:

"Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan Allah’a mahsustur. O, dilediğine yaratmada artırır. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir."
(Fâtır 35:1)



Bu ifade, literal (gerçek) anlamda bir "kanat"tan ziyade, güç kapasitesi, hareket kabiliyeti ve görevsel çeşitlilik gibi anlamlarla mecazi olarak değerlendirilmelidir.


---

Kanat Nedir? Güç ve İşlev Kavramı Olarak "Cenâh"

Arapça’da geçen "جناح / cenâh" kelimesi, sözlükte doğrudan “kanat” anlamına gelir. Ancak Kur’an’da ve Arap dilinde bu kelime, sadece kuş anatomisine işaret etmez. Aynı zamanda:

Koruyuculuk (şefkat):

“İnananlara karşı kanadını (tebazu, koruma) indir.” (Hicr 15:88; Şuarâ 26:215)



Yetki ve güç:

“Babacığım, benim için bir kanat (destek/güç) kıl.” (Kasas 28:26 – mecaz olarak destek anlamı)



Himaye ve tevazu:

“Onlara tevazu kanadını indir.” (İsrâ 17:24)


Bu bağlamda “kanat”, bir varlığın hareket kabiliyeti, etki sahası ve görev yetkisi anlamına gelir.


---

“İkişer, Üçer, Dörder Kanat” Ne Anlatıyor?

Ayette geçen “ikilik, üçlük ve dörtlük” ifadeleri, meleklerin güç birimlerini ya da görevsel yetki çeşitliliğini temsil eder. Bu bir tür ilahi görevlendirme hiyerarşisi veya işlevsel farklılaşmadır.

Şöyle anlaşılabilir:

“İkişer kanat”: Sınırlı bir görev kapasitesi veya dar bir alan etkisi.

“Üçer, dörder kanat”: Daha kapsamlı, daha güçlü, daha geniş alana tesir eden yetkiler.


Bu, günümüzdeki askerî veya yönetsel güç yapılarındaki “birlik – tabur – tugay – ordu” ölçeklerine benzer bir organizasyon yapısı gibi düşünülebilir. Yani:

Kanat = görev birimi × kudret derecesi


Kur’an’ın devamındaki ifade bunu destekler:
"Allah yaratmada artırır (yebsutu) dilediğine..."
Bu da meleklerin sabit değil, Allah’ın dilemesiyle güç ve işlev bakımından artırılabilen varlıklar olduğunu gösterir.


---

Neden Sayılar Verildi?

Kur’an’da sayıların sembolik anlam taşıdığı sık görülür. Buradaki sayılar da türlü görev dağılımını ve sınıflandırmayı göstermek içindir:

Sayılar mutlak değil, çeşitliliğin bir temsili olarak verilir.

Meleklerin sabit yapılar değil, Allah’ın yaratıcı fiiline tâbi dinamik güçler olduğu vurgulanır.

Sayılar bir “sınır çizme” değil, bir “imkân genişliğini” ifade eder.



---

Kanat = İşlev + Güç + Yönelim

Kur’an’daki “kanat” tasviri:

Anatomik değil, işlevsel-mecazi bir semboldür.

Hareket kabiliyeti, görev sahası ve güç kapasitesini ifade eder.

Meleklerin farklı görevlerde ve farklı güç düzeylerinde olduğunu bildirir.


Kur’an’ın genel mesajıyla da uyumludur: Melekler ne fiziksel olarak kanat çırpan varlıklardır, ne de sınırsız tanrısal güçlerdir. Onlar, Allah’ın yaratma fiilini ve buyruklarını icra eden çok boyutlu güç birimleridir.


---

Sonuç: Melekler Ne’dir?

Kur’an bağlamında melekler, Allah’ın evrende kurduğu düzenin yasalarını yerine getiren kozmik, zihinsel ve ahlaki güçlerin adıdır. Bunlar bazen bir vahyin alınmasında rol alır, bazen insanın iç dünyasında bir ilham olarak belirir, bazen de doğadaki bir olayın işleticisidir.

Kur’an’ın melek anlayışı, batıni ya da mitolojik bir evrenden çok, vahiy merkezli kozmik ve ahlaki düzenin bir açıklamasıdır. Bu yönüyle Kur’an, melek kavramını hem ruhanî bir düzlemde hem de evrensel yasallığın işleyişi içinde anlamlandırır.


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Fatiha, "Kendilerine nimet verdiklerinin yolu" 🌿

Fâtiha Suresi’nin sonundaki şu ayetin tamamlayıcı boyutunu inceleyelim:

> صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ
“Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna...”


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Fâtiha’daki üçlü ayrım: Musa, samiri, firavun 🔥

Fâtiha’daki üçlü ayrımın, Kur’an’daki temsilî kıssalarla nasıl ete kemiğe büründüğünü görelim. 

Bu yaklaşım, Kur’an’ın yalnızca teorik değil aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik kodlar içeren bir metin olduğunu gösterir.




















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Fâtiha’daki üçlü zihinsel ve ahlaki ayrımı ⚖️

Fâtiha’daki üçlü zihinsel ve ahlaki ayrım; Âdem, İblîs ve Âdem’in iki oğlu kıssaları üzerinden inceleyelim. 

Kur’an, bu üç kıssada da insanlığın temel sapma yollarını metaforik ve derin bir biçimde kodlamıştır.


















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Fâtiha’nın Hikmetli Uyarısı 📌

Fâtiha’daki sapma yollarını belirleyen üç temel şeytanî taktiği Kur’an'daki kıssalarla bağlantı kurarak analiz edelim:

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

3 Haziran 2025 Salı

SALAT KAVRAMININ GÜNCEL ÖRNEĞİ

“Salât” kavramını, Kur’an’daki bağlamı içinde düşündüğümüzde, kişinin bir ilkeye, mesaja veya hakikate yönelmesi, onunla bir zihinsel ve ahlaki birliktelik kurması, ona destek olması ve onu yayma sorumluluğu taşıması anlamlarını içerir. Bunu, bir kişinin bir partiye üyelik süreci ve bu partiye olan aidiyeti üzerinden somutlaştırmak oldukça öğretici olacaktır.




















UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Şeytanın Yedi Yöntemi ⚠️

Kur’an’da şeytan, bir “karakter”ten çok bir “yöntem” gibi okunursa, onun stratejileri bir düşman generalin savaş taktikleri gibi çözülebilir. Aşağıda şeytanın Kur’an’daki en belirgin yöntemsel profili yer alıyor:


























UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Dağlardan Kâbe’ye: Bilincin Dirilişi ve Vahyin Taşları 🌐

 🌐 Dağlardan Kâbe’ye: Bilincin Dirilişi ve Vahyin Taşları


 İbrahim’in “kuşları diriltme” metaforu (Bakara 2:260) ile “haccı insanlara ilan et” emrini (Hac 22:27) ve Safâ, Merve, Kâbe, Mekke’nin bilinç ve medeniyet eksenindeki anlamlarını vahiy merkezli bir değerlendirme yapacağız.

Rabbim ilmimizi artırsın. 



UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Musa ve bilge kul kıssasının günümüzdeki yansımaları 🌊

Mûsâ’nın üç olayda karşılaştığı durumları, çağdaş dünyadan sosyopolitik ve psikolojik örneklerle eşleştirerek anlamlandıralım. Böylece kıssanın yalnızca geçmişte yaşanmış bir anlatı değil, bugün için de derin rehberlik içerdiğini göreceğiz:



UYARI / HATIRLATMA

Kur’an’da "Kanat" Kavramı 🌬️

✒️🌬️Kur’an’da "Kanat" Kavramı

Kur’an’da "Kanat" (جَنَاح - cenâh) Kavramı Üzerine:

Kur’an’da "kanat" (cenâh) kavramı, fiziksel bir unsur olarak meleklerle ilişkilendirilmekle birlikte, çoğunlukla sembolik ve mecazi anlamlar taşır. Aşağıda, Kur’an’da geçen "kanat" ile ilgili ayetleri ve kavramın bu ayetlerdeki anlam ve bağlamlarını ayrıntılı olarak analiz edeceğiz.














1. Meleklerin Kanatları: Gücün Katmanları

  • “Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer ve dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur…” (Fâtır, 35:1)

➡️ Ayetin Anlamı:

  • "Melekler" ve "kanatları" burada sembolik bir anlatım olarak değerlendirilmelidir. Melekler, Allah’ın emirlerini uygulayan ruhani varlıklardır ve burada "kanat" ifadesi onların "hareket etme, güç ve yetenek" derecelerini sembolize eder.

  • "İkişer, üçer, dörder" ifadesi, güç ve kapasitenin çokluğuna ve katmanlılığına işaret eder. Bu, bir melek için belirli bir fiziksel yapı değil, görev ve kudret çeşitliliğini vurgular.

  • Sayıların sembolizmi:

    • İkişer: Denge ve çift yönlü görev (rahmet ve azap, bilgi ve uygulama).

    • Üçer: Tamamlanmışlık ve çok yönlülük (üç boyutlu güç ve etki).

    • Dörder: Kapsamlı ve kuşatıcı güç (dört temel yön ve unsurlar).


2. "Kanat Germe": Şefkat ve Merhamet Anlamı

  • “Anne babana karşı merhametle kanatlarını indir…” (İsra, 17:24)

  • “Müminlere kanadını indir.” (Hicr, 15:88)

➡️ Ayetlerin Anlamı:

  • "Kanat indirme" burada bir güç gösterisinden ziyade, merhamet, tevazu ve koruma anlamına gelir.

  • Anne-babaya ve müminlere karşı kanat indirmek, hizmet etmek, şefkat göstermek ve onları koruyucu bir tutum sergilemek anlamındadır.


3. Peygamber’in Üzerine Kanat Gerilmesi: İlahi Himaye

  • “Üzerine kanat geren kuş gibi senin üzerine Rabbi seni bırakmadı ve darılmadı.” (Duha, 93:3)

➡️ Ayetin Anlamı:

  • Burada kanat sembolü, koruma ve himaye anlamını taşır. Allah’ın Peygamberini (sav) koruma altına alması, merhametini ve desteğini ifade eder.


4. Kanat: Sıcaklık ve Yakınlık Sembolü

  • “Kanatlarını üzerine gererek onları kuluçkaya yatan bir dişi kuş gibi…” (Bakara, 2:261 - Temsili anlamda)

➡️ Sembolik Anlamı:

  • Kuşların yavrularını kanatlarıyla koruması, şefkat, sıcaklık ve güven kavramlarını temsil eder. Kur’an, bu tür sembollerle Allah’ın rahmetini ve kullarını koruma şeklini anlatır.


5. Kanat: Esneklik ve Güven

  • “Güvercinin kanatları gibi hafif ve zarif…” (Maide, 5:106 - Temsili anlamda)

➡️ Sembolik Anlamı:

  • Kanat, esneklik ve güven sağlar. Bu, doğru ve dengeli hareket etmeyi, güvenli bir şekilde yol almayı simgeler.


6. Kanat Kavramının Özeti ve Sembolik Yorum

  • Güç ve Kudret: Meleklerin "iki, üç, dört kanatlı" olması, onların görev ve güçlerindeki çeşitliliği ve katmanlılığı ifade eder.

  • Koruma ve Şefkat: "Kanat indirmek", merhamet, tevazu ve koruyucu olmayı simgeler.

  • İlahi Himaye: Kanat, Allah’ın koruması ve Peygamberine olan sevgisini simgeler.

  • Esneklik ve Güven: Kanat, dengeli hareket etmeyi ve güvenliği temsil eder.


7. Sembolik ve Temsilî Anlamların Yorumlanması

  • Kanat, bir varlığın gücünü, hareket kabiliyetini ve görev çeşitliliğini temsil eder.

  • Meleklerin kanatlarının sayıları, onların manevi ve sembolik görevlerindeki katmanlılığı vurgular.

  • İki: Denge ve karşıtlık.

  • Üç: Tamamlanmışlık ve üç boyutlu güç.

  • Dört: Kapsamlılık ve evrensellik.

  • Kanat indirmek, güç ve kudretin tevazu ve merhametle kullanılması gerektiğini gösterir.


8. Sonuç ve Kapsamlı Analiz

Kur’an’da "kanat" kavramı, fiziksel bir organ olmanın ötesinde, çok boyutlu ve derin sembolik anlamlar içerir. Bu semboller, Allah’ın güç ve rahmetini, meleklerin çeşitliliğini ve kulların şefkatli ve merhametli bir tutum sergilemesi gerektiğini anlatır.

KURANDA NAMAZ VAKİTLERİ 🌗

🌗 KURANDA NAMAZ VAKİTLERİ


On beşinci yüzyılda inşa edilen ilk saatler ve saat kuleleri, Ortaçağ’ı sona erdiren önemli bir gelişme olarak tarih sahnesinde yer alır. 




Zaman, tarihsel süreç içinde, mekanik saatin icadı ve ölçü birliğinin toplumsal yapılar içinde yayılmasıyla birlikte, doğrudan “yer” ve bedenle ilişkilendirilmişken, bu noktada Rönesans'ın zaman ve mekan kavramlarında yaptığı devrim, Aydınlanma hareketinin temellerini atmış ve modern düşüncenin ilk adımlarını atmıştır. Bu dönemde, doğa üzerinde insanın hakimiyet kurması, insanın özgürleşmesinin koşulsuz bir sonucu olarak görülmüştür. 

Artık insan, kendini doğadan soyutlayarak özgürlüğünü kazanmıştır. 18. yüzyılda yaygınlaşan yürüyüş pratiği, doğanın bir manzaraya dönüşmesinin en belirgin göstergelerinden biridir. 

Doğa, artık tarif edilemez olmaktan çıkmış, rasyonel bir biçimde düzenlenmiş ve bir bakıma fethedilmiştir. Sanayi Devrimi ile birlikte ise, mekan ve zamanın düzenlenmesi sadece insanın özgürlüğünü pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu süreçte, zaman ve mekan Allah’ın kudretini yansıtmak yerine, insanın özgürlüğü için yeniden şekillendirilmiştir.

Bu bağlamda, salatın amacı da insanın manevi yücelmesini sağlamak ve onu topluma yararlı, iyi bir insan haline getirmektir. Bu doğrultuda salat, vücudun beslenmesindeki üç öğün gıda gibi, belirli vakitlerde yerine getirilmesi gereken manevi bir beslenme olarak şekillendirilmiştir. 

Salat, insanın şuurunda Allah inancının sürekliliğini sağlamak amacıyla, her gün belirli vakitlerde yapılması gereken bir ibadet olarak öngörülmüştür. Din psikolojisi araştırmalarına göre, insanın içsel yönelişlerinin ihmal edilmesi, onu manevi anlamda kör bir varlık haline getirmekte ve toplumsal hayatta sağlıklı bir birey olmasına engel teşkil etmektedir. 

Dolayısıyla, salat, insanın manevi beslenmesinin kesintisiz olmasını sağlayan bir ibadet olarak farz kılınmıştır.

Allah (haşa) namaz mı kılıyor?😱

“Salâtı sadece namaz olarak alan arkadaşlar, Allah namaz mı kılıyor?” — aslında Kur’an’daki “salât” kavramını sadece ritüel namaza indirgemeye karşı yöneltilmiş çok güçlü bir eleştiridir. Şimdi bu sorgulamayı Kur’an bağlamında ve mantıksal olarak açalım:





















---

1. Allah Salât Eder mi?

Evet, Kur’an’da Allah’ın salât ettiği açıkça belirtilir:

Ahzâb 33:43:

> “O (Allah), sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize salât eder; melekleri de (böyle yapar)...”



Ahzâb 33:56:

> “Şüphesiz Allah ve melekleri, Peygamber’e salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve içtenlikle selam verin.”




Eğer salât = namaz ise (yani rükû, secde, kıyam gibi ritüel hareketler), bu durumda şu abes sonuç ortaya çıkar:

> Allah da mı kıyam ediyor, rükûya varıyor, secde ediyor?



Bu elbette ki akılsızca bir yorum olur. Zira Allah’a bu tür fiziksel davranışlar nispet edilemez. O hâlde demek ki salât kavramı, sadece “namaz” anlamına indirgenemez.


---

2. Salât’ın Asli Anlamı

Arapça’da "salât" kelimesinin kökü ṣ-l-w fiilidir ve şu anlamlara gelir:

dua etmek

rahmet etmek

destek olmak

yakınlık kurmak


Kur’an’da “salât” kavramı bağ kurma, destek olma, yönlendirme ve iletişimde bulunma gibi daha geniş ve çok katmanlı bir anlama sahiptir.

Bu nedenle:

Allah’ın salâtı, kullarına rahmetle yönelmesi, onları desteklemesi, onlara seslenmesidir (yani vahiydir).

Meleklerin salâtı, Allah’ın emrine uygun biçimde destek olmaları, yardım etmeleridir.

İnsanların salâtı, Allah’a yönelmeleri, O’na bağlılık göstermeleri, O’nun mesajına kulak verip hayatlarını O’na göre düzenlemeleridir.



---

3. “Salât = Namaz” İndirgemeciliği Ne Sonuç Doğurur?

Eğer biri “salât” kelimesini her geçtiği yerde “namaz” diye çevirirse, şu yanlışlara düşer:

Allah’ın namaz kıldığı gibi absürt bir anlam üretmiş olur (Ahzâb 33:43).

Meleklerin de namaz kıldığı, peygambere secde ettiği gibi yorumlar çıkar.

Kur’an’da geçen “salât”ın toplumsal, eğitsel ve ahlâkî boyutlarını tamamen dışlamış olur.


Bu durum, vahyin anlamını ritüele indirgemek, yani biçimi esas alıp amacı unutmak demektir. Oysa Kur’an, salâtı bir bilinç hâli, bir hayat disiplini, bir davet ve eğitim süreci olarak tanımlar (örneğin: Cuma 62:9–11; Tâhâ 20:14; Mâûn 107:1–7).


---

4. Salâtı Namazla Özdeşleştirme Nereden Geliyor?

Bu anlayış, özellikle hadis geleneği, fıkıh sistemi ve sünnî-şîî yorumlarla birlikte gelişmiş bir ritüel merkezli din tasavvurunun ürünüdür. Kur’an’daki salât kavramının çok yönlü anlamları, zamanla sadece bedensel ibadet formuna sıkıştırılmıştır.

Bu da beraberinde şunu getirmiştir:

> “Salât kılmıyorsan Müslüman değilsin” → Yani aslında “günde 5 vakit fiziksel hareket yapmıyorsan” demek isteniyor.
Oysa Kur’an’da salât, ahlâk, adalet, paylaşım, sabır ve eğitimle iç içe anlatılır.




---

5. Sonuç: Soruya Cevap

> Soru: “Salâtı sadece namaz olarak anlayanlara göre Allah da mı namaz kılıyor?”
Cevap: Eğer salât sadece namaz olsaydı, Allah’ın da namaz kıldığı sonucuna varılırdı — ki bu açık bir saçmalık olurdu.
Bu da gösteriyor ki:



Salât çok daha kapsamlı bir kavramdır.

Kur’an’daki “salât” her zaman “namaz” olarak çevrilemez.

Anlamı bağlamına göre “rahmet, destek, yöneliş, çağrı, eğitim” gibi geniş anlamlar içerir.


---

İblis; ALLAH'dan Başkasına Secde etmeyen❓️


"İblis, Allah’a değil, Adem’e secde etmeyi reddetti. Bu bir kibir miydi, yoksa ‘tevhid’ iddiasıyla yapılan bir yanlış mıydı?"


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

KIBLE: YÖN DEĞİL, İLKE 



KIBLE: YÖN DEĞİL, İLKE 

Giriş: Yön Değişiminden İlke Sabitliğine

Kıble, klasik tanımıyla, müminlerin namaz kılarken yöneldikleri coğrafi noktadır. Ancak Kur’an’a dikkatle bakıldığında, kıble kavramı salt coğrafi bir yönü değil, bir topluluğun neye yöneldiğini, neyi merkez edindiğini, değerlerini ve ahlâkî duruşunu sembolize eden çok katmanlı bir kavrama dönüşür.

Kıble, aslında “neyi önüne koyduğun, neyi merkeze aldığın ve hayatının istikametini neye göre çizdiğin”dir. Bu anlamda kıble bir pusula değil, bir ilke haritasıdır. Dönülen yön değil, yürünülen yönü belirleyen sembolik bir merkezdir.


















2 Haziran 2025 Pazartesi

Kadir Gecesi ve Ramazan: Dönüşüm Ayı 🌙



🌙 1. Ramazan: Dönüşüm Ayı (İnzal Süreci ve Arınma Zamanı)

Kur’an’da Ramazan ayı doğrudan şu şekilde tanımlanır:

> "Ramazan ayı, insanlar için hidayet olan, hak ile bâtılı ayıran ve yol gösterici belgeler taşıyan Kur’an’ın indirildiği aydır..."(Bakara 2:185)


Bu ifade Ramazan ayının, bilginin karanlığa indiği, yani aydınlatıcı mesajın cehalet ve zulüm ortamına geldiği bir zaman dilimi olduğunu ortaya koyar. Bu bağlamda Ramazan, sadece takvime ait bir dönem değil, bir ontolojik kırılma noktasıdır:

Zulmânî karanlıktan,

Nûrânî aydınlığa geçişin başladığı zamandır.


Bu da "cehennemden kurtuluş" temasını sadece ölüm sonrası değil, bu dünya üzerindeki zulüm ve şaşkınlık hallerinden özgürleşme olarak yorumlamamıza imkân verir.



















PSİKOLOJİK CENNET VE CEHENNEM 🔥🌿

Kur’an’da “cennet” kavramı aslında ölümden sonraki bir bahçeden başka, dünyada yaşarken inşa edilen bir bilinç hali olabilir mi?





















FETİH 3 "Cihat Bir Özgürlük Mücadelesidir"

Cihat ve Fetih: Kur’an Bağlamında Zulme Karşı Mücadele mi, Yayılmacı Bir Savaş mı?

Giriş: Cihat, Fetih ve Tartışmalı Anlamlar

Cihat ve fetih, İslam tarihinde hem en çok yanlış anlaşılan hem de en çok istismar edilen iki kavram olmuştur. Modern dünya, bu iki terimi genellikle askerî şiddetle, yayılmacılıkla ve zorla din dayatmasıyla özdeşleştirir. Oysa Kur’an’a yakından bakıldığında, bu kavramların esas anlamlarının tamamen farklı, hatta çoğu zaman bu algıların tam zıttı olduğu görülür.

Bu yazıda, Kur’an’da cihat kavramının temel boyutları ve askerî eylemlerle ilişkisi, özellikle zulme karşı özgürleştirici müdahale bağlamında ele alınacak, meşruiyet sınırları Kur’an çerçevesinde tartışılacaktır.